
Esas No: 2015/2908
Karar No: 2016/181
Karar Tarihi: 18.01.2016
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/2908 Esas 2016/181 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatif tarafından kendisine gönderilen 26.02.2007 tarihli yazı ile 14.701,71 TL ödeme yapması gerektiğinin bildirildiğini, oysa davalı kooperatife borcu olmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının borcu bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 26.02.2007 tarihi itibari ile 14.700,71 TL borçlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosya kapsamından; davalının yargılama sırasında vekilliğini yapan Avukatın karar verilen duruşma gününden önce mahkemeye sunduğu 06.01.2015 tarihli dilekçesi ile vekillikten çekildiğini bildirdiği, duruşma gününün yakın olması nedeniyle vekilin istifa dilekçesinin davalı asıla tebliğe çıkarılmadığı ve davalı vekili ile davalı asılın yokluğunda duruşma yapılıp karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK"nın 82/1 maddesi uyarınca istifa eden vekilin vekalet görevi istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. Aynı hükmün 3. fıkrası gereğince de bu husustaki ihtarla birlikte istifa dilekçesi vekalet verene bildirilir. Buna rağmen, vekalet veren yöntemine uygun şekilde davayı takip etmezse tarafın yokluğu halinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. (2. fıkra). Yasa"nın açık hükmüne rağmen, eldeki davada az yukarıda izah edildiği şekilde yargılamanın sonuçlandırılması savunma hakkına ve aynı Yasa"nın 27. maddesinde düzenlenen "hukuki dinlenilme hakkı"na aykırılık teşkil eder. Hâl böyle iken, mahkemece yine adı geçen Yasa"nın 32. maddesi uyarınca yargılamanın sevk ve idaresinin "hakim" e ait olduğunun da gözden kaçırılarak davalı asılın avukatının vekillikten çekilme dilekçesi davalı asıla tebliğ edilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.