8. Hukuk Dairesi 2010/683 E. , 2010/2688 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti
...ile Hazine ve Aşağı Örencik Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki taşınmaz zilyetliğinin tespiti davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 16.04.2008 gün ve 161/576 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 109 ada 59 sayılı parselin batısında, aynı ada 43 sayılı parselin doğusunda kalan ve bu parsellerle birlikte kullandığı taşınmazının bir kısmının kadastro çalışmaları sırasında yolda bırakıldığını, kendi parsellerinin dahilinde olduğunu, yolla bir ilgisinin bulunmadığını, kadastro çalışmaları sırasında bu yerlerin paftada yol olarak bırakıldığını açıklayarak paftadaki yol olan kısımların iptali ile bitişikte bulunan vekil edenine ait parsellere (109/59,43) ilavesi suretiyle adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Aşağı Örencik Köyü Tüzel Kişiliğine yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, paftada yol olarak gösterildiği 13.12.1999 tarihinden davanın açıldığı, 10.04.2001 tarihine kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Dava başlangıçta Nazilli Kadastro Mahkemesinde açılmış olup, anılan mahkemenin 22.02.2002 tarihinde kesinleşen, 25.05.2001 tarih 2001/11 Esas ve 2001/6 Karar sayılı kararı ile paftada yol olarak gösterilen kısımlar bakımından kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, 109 ada 43 ve 59 sayılı parsellere ait kadastro tutanakları ve eklerinin kesinleştirilmesi için asıllarının Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine ve onaylı birer örneğinin dosyada bırakılmasına karar verilmiştir. Bu hüküm Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek 25.09.2001 gün ve 2001/8908 Esas, 2001/7118 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu durum karşısında
uyuşmazlığın sadece yol olarak gösterilen kısımlarla ilgili olduğu saptanmıştır. Davalı Hazine vekili, taşınmazın kadim köy yolu olduğunu bildirmiştir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar ise, 41, 42, 43, 47, 48, 49 sayılı parseller ile 53, 54, 56, 57, 58, 59 ve 60 sayılı parseller arasında bulunan kadim yolun genişliğinin 1-1,5 metre arasında değiştiğini açıklamışlardır. Keşifte dinlenen harita mühendisi İsmail Algan ve ziraat yüksek mühendisi İsmail Pekcanlar’ın ortaklaşa verdikleri 16.06.2003 günlü raporlarında ise; kadim yol genişliğinin 1-1,5 metre olmayıp 2,5-4 metre genişliğinde olduğunu bildirmişlerdir. Taşınmazlar arasında geçen yolun kadim yol olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak yolun hangi kısımlarının ne kadar genişlikte olduğu gerçekten davacı tarafa ait taşınmazın bir kısmının yolda bırakılıp bırakılmadığı konusunda tanıklar tarafından kesin bir bilgi verilememiştir. Aynı uzman bilirkişi harita mühendisine ait krokide E ile gösterilen kısmın 38,51, M ile gösterilen kısmın ise 19,81 m2 olduğu anlaşılmıştır. Miktar düşüklükleri de davacıya ait taşınmazın bir kısmının yolda kaldığı konusunda duraksama yaratmaktadır. Çevrede bulunan tüm parsel malikleri tarafından sözü edilen yolun kullanıldığı görülmüştür. Dava konusu yapılan yerlerin de paftada bırakılan kadim yola dahil olduğu ve tüm komşu parsel malikleri tarafından kullanıldığı anlaşıldığına göre davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekirken paftada yol olarak bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dava redle sonuçlanmış olup hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.
Kaldı ki, komşu parsel kayıtlarına göre, dava konusu yerler 13.12.1999 tarihinde paftasında yol olarak bırakılmış olup, askı ilan süresi içinde bu yerlerle ilgili Kadastro Mahkemesinde dava açıldığına göre 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/4.maddesi gereğince davacının taşınmazlarla ilgili olarak uyuşmazlık çıkardığının ve bu nedenle süresinde davanın açıldığının kabulü gerekmektedir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile sonucu itibariyle doğru bulunan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nın temyiz edenden alınmasına 24.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.