8. Hukuk Dairesi 2009/7260 E. , 2010/2678 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile Hazine, ...oğlu ...Kayyımı...Defterdarlığı ve .. (...oğlu, ...) aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Denizli 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.06.2009 gün ve 165/198 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili ve Kayyım vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 298 parsel sayılı taşınmazın ½ payının maliki olduğunu ancak bu taşınmazın tamamını 65 – 70 yıl önce davacının annesinin babası tarafından satın alınmış olup, ölümü ile annesi ...’ın zilyetliğindeyken bundan 25 yıl kadar önce bu yerin tamamını davacıya özgülediğini açıklayarak kayıtta ... oğlu ...olarak gösterilen kişi adına bulunan ½ payın bu şahsın “tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamaması” sebebine dayanarak payının iptaliyle adına tescilini talep ve dava etmiştir. Ayrıca, davacı vekili 12.6.2007 günlü oturumda tapu kayıt maliki olan davalı ...’nin kim olduğu kayıtlara göre açık değildir, adına tebligat yapılmamıştır, davada kayyım aracılığıyla temsili gerekir, bu yönde dava açmak üzere yetki verilmesini istemiştir.
Davalı olarak gösterilen Memiş oğlu ...adına çıkarılan tebligat “bila tebliğ” olarak geri dönmüştür. Gazete ile ilan yapılmıştır.
Mahkemece, tapu kütüğünde yazılı olan ve payının iptali istenen ... oğlu...’nin tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamadığı veya 20 yıldan önce ölmüş olduğu konumu dikkate alınarak davanın kabulüne, ... oğlu ...adına kayıtlı olan 5/10 payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde Hazine vekili ve kayyım vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 298 parsel kamulaştırmadan önce 119 nolu parsel olup; buna ilişkin tapulama tutanağı getirilmiştir. Tarla niteliğiyle 15400 m2 olarak Ağustos 321 yoklama tarih ve 7 nolu tapu ve 8.3.1950 tarih 44 nolu tapu kaydı uygulanarak 8.4.1963 tarihinde 3/10 pay ... oğlu Musa ..., 2/10 pay ... oğlu ... ..., 5/10 pay ... oğlu ...i adına tespit görmüş, itirazsız olarak 27.10.1966 tarihinde kesinleşmiştir. Bu yere ilişkin çap kaydının incelemesinde davacı İbrahim oğlu ...’ın ½ payı 27.3.2001 tarihinde tapudaki satıştan edindiği, arta kalan 5/10 payın ... oğlu ...adına hükmen 4.7.1967 tarihinde tescilinin yapıldığı görülmüştür. Keşif yapılmış olup, tespit bilirkişisi aynı zamanda yerel bilirkişi olarak dinlenmiştir. Özetle; dava konusu parselin başlangıçta ...’a ait iken bu kişinin ...’ye sattığını ... ...’nin öldüğünü, mallarının bölüşüldüğünü, dava konusu parselin ... ...’nin kızı ...’a kaldığını, ondan da davacı ...’a intikal ettiğini, fakat davacıya intikal şeklini bilmediğini, revizyon kaydı okunduğunda kayıt malikini bilmediğini, sınırındaki ...’in keşfi yapılan yere tahmini 1 km. uzaklıkta olduğunu söylemiştir. Davacı tanıkları ise, bu yerin önceleri davacının babasının eşinin babasından intikal etmesi nedeniyle kullandığını şu anda tümünün davacının kullanımında olduğunu açıklamışlardır. Belirtilen olgular tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık davada TMK. nun 713/2 maddesinde yazılı olan üç halden hangisine dayanılıp dayanılmadığında toplanmaktadır. Bu üç hal ayrı ayrı dava sebebidir. Birinin ispat şekli diğerinden farklıdır. Ne var ki; davacı dilekçesinde açıkça ½ oranında paydaş gözüken şahsın tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamadığını belirtmiş olup, davacı vekili de, 12.6.2007 günlü oturumda payının iptali istenen kayıt maliki davalı ...’nin kim olduğu açık değildir şeklindeki açıklaması karşısında davada açıkça tapu kütüğünden malikin kim olduğu anlaşılamayan hukuksal nedenine dayanıldığı tartışmasızdır.
Getirtilen tapulama tutanağı, çap kaydı, tapu kaydı ve dosya kapsamına göre, ... oğlu Ali’nin baba adı da özgülenerek yazılması nedeniyle bilinen kişi olduğu Dairenin yerleşmiş içtihatları gereğidir.
Hal böyle olunca; davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı Kayyım ve Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.