13. Hukuk Dairesi 2016/4303 E. , 2017/7961 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı mal-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ...ve davalı ... Eml. Tic. avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili avukat ... ile davacılardan ...ve diğerleri vekili avukat ... geldi, diğer davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalılardan ... sitesinde bulunan daireleri satın aldıklarını, yapılan sözleşmeye göre binalara yalıtım sistemi yapılacağının taahhüt edilmesine rağme, evlerin ısınmaması üzerine, binalarda ısı yalıtım sisteminin yapılmadığının tespit edildiğini, davalıların inşaatı projeye ve sözleşmeye uygun yapmadıklarını ve binaların gizli ayıplı olduğunu belirterek 156.943,8 TL maddi tazminatın faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacılar..., ... ve ..."ın taraf ehliyetleri bulunmadığından HMK"nın 114/d ve 115/2 mad. Uyarınca bu davacılar hakkındaki davanın USULDEN REDDİNE, Davacılar ... ve... davadan feragat ettiklerinden HMK"nın 307-311. Mad. Uyarınca bu davacılar yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Davalılardan ..."nın taraf ehliyeti bulunmadığından ve ... EMLAK TİCARET"in tüzel kişiliği bulunmadığından HMK"nın 114/d ve 115/2 mad. Uyarınca aleyhlerine açılan davanın USULDEN REDDİNE, Davacılar ...ve ..."in açmış oldukları davalarının KISMEN KABULÜNE, bilirkişi raporu ile kabul edilen gizli ayıplı iş bedellerinden her birinin hissesine ayrı ayrı düşen 5.019,00 TL ile Konya 1. SHM"nin 2009/961 D.İş sayılı dosyasından yaptırılan tespit giderlerinden her birinin hissesine düşen 16,58 TL"nin ilavesi ile toplam 5.035,58 TL"nin her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere davalılardan ..."dan alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, adı geçen davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, Davacılar ...VE...dava konusu yerde 1/2 müşterek mülkiyete sahip olduklarından açmış oldukları davalarının KISMEN KABULÜNE, bilirkişi raporu ile kabul edilen gizli ayıplı iş bedellerinden her birinin hissesine ayrı ayrı düşen 2.509,50 TL ile ... 1. SHM"nin 2009/961 D.İş sayılı dosyasından yaptırılan tespit giderlerinden her birinin hissesine düşen 16,58 TL"nin ilavesi ile toplam 2.526,08 TL"nin davacılar ... VE ... için ayrı ayrı olmak üzere davalılardan ..."dan alınarak adı geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine, adı geçen davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar, davalılardan daire satın aldıklarını ve davalıların sözleşmeye ve projeye aykırı olarak binalarda ısı yalıtımı yapmadıklarını ve binaların gizli ayıplı olduğunu iddia ederek eldeki davayı açmışlar, davalılar ise davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davalılardan...’nın taraf sıfatı bulunmadığından aleyhine açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa ki dava dosyasının incelemesinde ...ile davadan feragat eden davacılar ... ile davalılardan ...’nın sözleşme imzaladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle mahkemece, bir kısım davacılarla davalı ... arasında sözleşme yapıldığı dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ...’nın taraf sıfatı bulunmadığından aleyhine açılan davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Dava dosyasının incelemesinde; davacılardan ...’in ile davalılardan ...’nın 06.12.2005 tarihli sözleşme imzaladığı anlaşıldığından, ... hakkında da talepleri konusunda deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf ehliyeti bulunmadığından HMK"nın 114/d ve 115/2 mad. Uyarınca bu davacı ... hakkındaki davanın USULDEN REDDİNE karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Dava dosyasının incelemesinde; davacılardan ...ve ...’in dava açılış tarihi (08.09.2009) itibariyle tapuda malik olduğu ve dava açıldıktan sonra ...’ün 02.11.2011 tarihinde, ...’in 11.04.2013 tarihinde ve ...’in 28.09.2010 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye taşınmazını sattığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın açıldığı tarih itibariyle ...,... ve ...’in taraf sıfatı bulunduğu değerlendirilerek talepleri konusunda deliller toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken taraf ehliyetleri bulunmadığından HMK"nın 114/d ve 115/2 mad. Uyarınca bu davacılar ...,... ve ... hakkındaki davanın USULDEN REDDİNE karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
4-Dava dosyasının incelenmesinde; davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davanın kabul ve reddedilen miktarının açıkça yer almadığı görülmektedir. Yine ihtarname masrafının yargılama gideri hesabında dikkate alınması gerekirken ayıp bedeli içerisine dahil edilerek hüküm tesisi edildiği anlaşılmaktadır. Oysa ki 6100 sayılı HMK 294 ve 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 6100 sayılı HMK 297/son maddesi gereğince; hükümde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin yer alacağı belirtildikten sonra, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olduğu belirtilmiştir.
Temyize konu davada, kısmen kabule karar verilmesine rağmen kabul ve reddedilen miktarın açıkça yer almadığı anlaşılmakla, bu husus da HMK 297. maddesine aykırı olup, bozmayı gerektirir.
5-Dava, davalıların sözleşmeye ve projeye aykırı olarak binalarda ısı yalıtımı yapmadıklarını ve binaların gizli ayıplı olduğunu iddiasına dayalı olarak açılan değer kaybının tahsiline ilişkindir. Davacıların oluşan zararları kapsamında satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870).Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda; bu hususlar gözetilmeksizin bilirkişiler tarafından yapılan yanlış hesaplamaya itibar edilerek karar verilmiştir. Bilirkişilerin yaptığı hesaplamanın Dairemizin benimsediği nispi metoda uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacıların her bir taşınmazı için ayrı ayrı keşif yapılıp her bir daire için ayrı ayrı hesaplama yapılmak üzere 3 kişilik konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınıp Dairemizce uygulanan nispi metoda göre hesaplanan değer azalmasının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
6-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1., 2., 3., 4., bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacılar yararına, 5. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 6. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 22/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.