14. Hukuk Dairesi 2017/2609 E. , 2018/600 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.11.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, ecrimisil, 21.12.2012 gününde verilen karşı dava dilekçesiyle tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.01.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı-karşı davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Asıl dava, elatmanın önlenmesi, ecrimisil istemine, karşı dava tapu iptali ve tescil ikinci kademede zeytin ağaçlarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 839 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, dava konusu taşınmazın 7000 m2"lik kısmının rızası dışında kullanıldığını belirterek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.
Davalı - karşı davacılar dava konusu taşınmazın 40 - 50 yıldır taraflarınca kullanıldığını, iyiniyetli olduklarını belirterek tapu iptali ve tescil ikinci kademede zeytin ağaçlarının bilirkişi raporuyla tespit edilecek bedelinin tahsilini talep etmişlerdir.
Mahkemece, asıl davadaki elatmının önlenmesi talebinin kabulüne, ecrisimil isteminin kısmen kabulüne, karşı davalı ..."ın tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne, ..."nun karşı davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı ... temyiz etmiştir.
1-Asıl dava bakımından; İskenderun İlçesi, ... köyü, 839 parsel, 53440 m2 tarla nitelikli taşınmazın 1/2 hissesinin davacı ... adına diğer 1/2 hissesinin ise davacı ...ve iştirakları adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu, davalıların da kabulü ve tanık beyanlarıyla taşınmazın davacıya ait taşınmazının 40 yılı aşkın davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığı saptanarak elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesi doğru ise de ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Şöyle ki, Bilindiği üzere, ecrimisil kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu haksız kullanım tazminatıdır.
Uyuşmazlık, davaya konu edilen beş yıllık dönem de taşınmazda ki davalı kullanımının davacıların onayına dayalı olup olmadığı başka bir değişle davacıların onaylarını geri aldıklarını ispat külfetinin kimde olduğu noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere,Türk Medeni Kanununun 6. maddesine göre, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bir vakıa da kendi lehine sonuç çıkaran taraf o vakıayı ispat etmelidir. Bu taraf davacı olabileceği gibi davalı da olabilir.
Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davalı tanıkları, davalıların taşınmazı 40 yıldır kullandıklarını beyan etmişlerdir.
Dava konusu taşınmazın 40 yılı aşkın davalılar tarafından kullandığı anlaşılmakta olup bu konu mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda; uzun süreli onaya dayalı kullanımda onayın dava tarihinden beş yıl önce geri alındığının davacı tarafça ispatı gerekir. Davacılar, dava tarihinden önce onaylarını geri aldıklarını usulünce gösterdikleri delillerle kanıtlayamadıklarına göre dava açılmakla onayın geri alındığının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, dava tarihinden önceki dönemde davalı kullanımının kötü niyetli sayılamayacağı gözetilerek ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde ecrimisile hükmedilmesi doğru değildir.
2- Karşı dava bakımından; dava konusu 839 parsel sayılı taşınmazda kadastro tutanağının 17.06.1983 tarihinde kesinleştiği, kadastro tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, ayrıca davalı ..."ın dava konusu taşınmazı kullanımı herhangi bir hakka dayanmadığı anlaşıldığından tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmesi doğrudur. Ne varki, davalı ..."ın hakka dayanmayan zeytin ağaçlarının bedelini tahsili isteminin de reddi gerekir. Ancak 105 TL tutarındaki ağaç bedelinin davacı tarafından davalı ..."a verilmesi yönündeki karar açıkça temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış, bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
Kabule göre de; elatmanın önlenmesi davalarında harç elatılan taşınmazın değeri üzerinden alınmalıdır. Davacı tarafından yatırılan harç eksik ise bu bedel üzerinden mahkemece davacıya tamamlattırılmalıdır. Bilirkişi ek raporunda davalı ... "nun elattığı kısmın değeri 19.530 TL, davalı ..."ın elattığı kısmın değeri 42.815 TL, olarak hesaplandığından mahkeme tarafından dava değerinin nasıl hesaplandığı anlaşılamamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 1630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı - karşı davacı ..."dan alınarak davacı - karşı davalı ..."ye verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.