İcrai davranışla görevi kötüye kullanmak - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/787 Esas 2020/629 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/787
Karar No: 2020/629
Karar Tarihi: 17.06.2020

İcrai davranışla görevi kötüye kullanmak - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/787 Esas 2020/629 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği 2020/787 E. ve 2020/629 K. sayılı kararda, sanığın icrai davranışla görevi kötüye kullandığı suçundan mahkum edildiği ve cezalandırıldığı belirtilmektedir. Ancak, verilen hükümde bazı hatalar olduğu ve bu hatalar nedeniyle kararın bozulması gerektiği ifade edilmektedir.
İlk olarak, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair beyanının, sadece şahsa sıkı surette bağlı bir hak ve yetki olduğu ve vekil aracılığıyla kullanılabilecek bir hak olmadığı vurgulanmaktadır. Bu nedenle, sanık müdafiinin bu beyanda bulunamayacağına ve kararın bu gerekçeyle yasal ve yeterli olmadığına karar verildiği ifade edilmektedir.
İkinci olarak, sanığın hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle suç işlediği gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verildiği ancak, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanması gerektiğinin gözetilmediği belirtilmektedir.
Son olarak, suç tarihinin gerekçeli karar başlığında yanlış tarih olarak gösterildiği ve bu nedenle CMK'nın 232/2-(c) maddesine aykırı davranıldığı ifade edilmektedir.
Bu k
9. Ceza Dairesi         2020/787 E.  ,  2020/629 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : İcrai davranışla görevi kötüye kullanmak
    Hüküm : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 22/10/2019 tarihli ve 2015/12-225 Esas, 2019/616 Karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair beyanı niteliği itibariyle şahsa sıkı surette bağlı bir hak ve yetki olduğu, vekil aracılığıyla kullanılabilen şahsa sıkı sıkıya bağlı hakların ancak vekâletnamede bu hususta özel bir yetki bulunması halinde vekil tarafından kullanılabileceği ya da yetki bulunmaksızın vekil tarafından gerçekleştirilen işleme hak sahibinin sonradan izin vermesi gerektiği, sanık müdafiinin sanığın yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair beyanda bulunamayacağı gözetilmeden, ""Sanık müdafii CMK"nın 231. maddesini istemediğinden"" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    2- Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3- Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında şikayet tarihi olan 16/07/2009 yerine 29/01/2009 olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/2-(c) maddesine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 17/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.