8. Hukuk Dairesi 2010/1346 E. , 2010/2660 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Eşya İadesi ve Katılma Alacağı
... ile ... aralarındaki eşya iadesi ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Aile Mahkemesinden verilen 03.11.2009 gün ve 74/1318 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.05.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili davalı tarafından açılan boşanma davasına karşı cevapla birlikte açtığı karşılık davada; dava dilekçesinin ekinde liste halinde bildirilen vekil edenine ait bulunan ziynet ve ev eşyalarının davalı eş yanında kaldığını, bundan ayrı evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına kayıtlanan ...plaka sayılı araç ile bir adet ev bulunduğunu (daha sonra dava konusu taşınmazın 45304 ada 19 parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm olduğu açıklanmıştır.) belirterek; dava dilekçesine ekli listedeki ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesini, dava konusu araç ve evin 1.1.2002 tarihinden sonra edinilmiş olmaları nedeniyle bedellerinin ½"sine isabet eden değerin davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise ziynet eşyalarının bir bölümünün evlilik birliği içinde kullanıldığını, kalanının davacıda bulunduğunu, istedikleri ev eşyalarını iadeye hazır olduklarını, davaya konu aracın satıldığını, vekil edenine ait bir ev bulunmadığını, dolayısı ile paylaşılacak bir mal varlığı olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, ziynet eşyaları ve araca yönelik taleplerin reddine, ev eşyalarına yönelik talep hakkında hüküm tesisine yer olmadığına, 45000 TL katkı alacağının davalıdan alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü ile avukatlık ücretine ilişkin bölümü davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere göre; taraflar 7.11.1999 tarihinde evlenmişler, 21.1.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.7.2006 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Dava konusu mesken ise; evlilik birliği içinde 1.1.2002 tarihinden sonra edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 28.5.2003 tarihinde, davalı tarafından edinilmiş ve boşanma davası devam ederken 23.2.2004 tarihinde üçüncü kişiye satılarak devredilmiştir. TMK.nun 222/ son fıkrası uyarınca bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Davalı; 14.7.2009 günlü oturumda; bu evin kendisine ailesi tarafından alındığını ileri sürerek yazılı beyanda bulunmak üzere süre istemiş, takip eden oturuma gelen vekil de vekaletnameyi yeni aldığını belirterek davanın esası hakkında beyanda bulunmak üzere yeniden süre istemiş ancak ne davalı asil ne de vekil verilen sürelerde 14.7.2009 günlü oturumda dile getirilen hususla ilgili başkaca bir açıklamada bulunmamış ve delil bildirmemişlerdir. Bu durumda davalının verilen süre ve imkana rağmen dava konusu taşınmazın kişisel malı olduğuna ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı, dolayısı ile dava konusu taşınmazın TMK.nun 219. madde hükmü uyarınca edinilmiş mal olduğu anlaşıldığına göre; dava konusu meskenin yöntemine uygun bir biçimde belirlenen sürüm değerinin ½"sinin davacıya ait olacağına ilişkin değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin bu yönlere ilişen temyiz itirazlarının reddi ile; 45000 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin bulunan hüküm bölümünün ONANMASINA,
Davalı vekilinin avukatlık ücretine ilişkin hüküm bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacı tarafından açılan davada bazı taleplerin reddine karar verildiğine ve davalı yargılamada vekil ile temsil edilmiş bulunduğuna göre, davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca; red edilen miktar üzerinden avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün avukatlık ücretine ilişkin bölümünün HUMK.nun 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.412,85 TL’nın temyiz edenden alınmasına 18.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.