Esas No: 2020/1977
Karar No: 2022/4234
Karar Tarihi: 17.06.2022
Danıştay 8. Daire 2020/1977 Esas 2022/4234 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2020/1977 E. , 2022/4234 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1977
Karar No : 2022/4234
TEMYİZ EDENLER : (DAVACILAR)
1) … 2) … 3) … 4)… Adına Velayeten
… , … 5) … 6) …
VEKİLİ : Av. …
(DAVALI)
7) … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, müteveffa … 'in engelli bireylere yönelik istihdam edilebilir mesleki becerilerin kazandırılması projesi kapsamında İspanya'da bulunduğu 13/04/2015 tarihinde denizde yüzerken boğularak vefat etmesi olayında; davalı idarenin kusuru bulunduğu ileri sürülerek anne için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100.000,00-TL manevi tazminat, baba için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100.000,00-TL manevi tazminat, her bir kardeşi için ayrı ayrı 30.000,00-TL olmak üzere toplam 100,00-TL maddi tazminat ile 320.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; müteveffa … 'in engelli olmakla birlikte olay tarihinde 18 yaşını ikmal ettiği, öğretmenleri tarafından uyarılmasına rağmen havanın kötü olduğu olay gününde denize girmiş olduğu, olayın meydana gelmesinde %20 kusurlu olduğu, yine olayın olduğu tarihte ve olayın gerçekleştiği yerde denize girilmemesi gerektiğini gösteren herhangi bir levha konulmamış olması ve plajda görevlendirilmiş cankurtaran bulunmaması nedeniyle olayın gerçekleştiği ülke Devletinin de olayda %20 kusurlu olduğu, davalı idarenin kusurunun %60 olduğu, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına esas alınacak miktarın tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, hazırlanan raporun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlikte olduğu, davacı anne için hesaplanan 96.053,22-TL ve davacı baba için hesaplanan 73.130,42-TL olmak üzere toplam 169.183,64-TL destekten yoksun kalma tazminatının; dava dilekçesinde belirtilen 100,00-TL'lik kısmı için … Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasına açılan davanın, dava açılma tarihi olan 08/01/2016 tarihinden, ıslah yolu ile artırılan davacı anne ve baba için hesaplanan toplam 169.083,64-TL'lik kısmı için ıslah dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihi olan 18/02/2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesi gerektiği; manevi tazminata ilişkin olarak davacıların olay sebebiyle duydukları acı ve ızdırabı kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla, olayın meydana geliş şekli, tarihi, kusurun niteliği, oranı, davacıların sosyal durumu da dikkate alınarak, takdiren davacı anne … 'e 25.000,00-TL, baba … 'e 25.000,00-TL, davacı kardeşlerden her biri için ayrı ayrı 15.000,00-TL olmak üzere toplam 110.000,00-TL manevi tazminatın … . Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:… sayılı dosyasına açılan davanın, dava açılma tarihi olan 08/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; Mahkeme kararının kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, 2019 yılı asgari ücret verilerinin esas alınması gerektiği, idarenin kusurunun %80 olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğu, her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, faizin başlangıç tarihinin olay tarihi olması gerektiği, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacıların çocuğu ve kardeşi olan müteveffa … 'in 1996 doğumlu olduğu, … … Özel Eğitim Meslek Lisesi'nde 11. sınıf öğrencisi iken engelli bireylere yönelik istihdam edilebilir mesleki becerilerin kazandırılması projesi kapsamında diğer 9 öğrenci ve 2 refakatçi ile birlikte İspanya'ya gittiği, olay tarihi olan 13/04/2015 gününde denize girmesi nedeniyle boğularak vefat ettiği, yaşanan olay üzerine davacılar tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E: … sayılı dosyası ile tazminat istemiyle açılan davanın; uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle görev yönünden reddedilmesi ve anılan kararın 02/02/2017 tarihinde kesinleşmesi üzerine anne için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100.000,00-TL manevi tazminat, baba için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100.000,00-TL manevi tazminat, her bir kardeşi için ayrı ayrı 30.000,00-TL olmak üzere toplam 100,00-TL maddi tazminat ile 320.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 'Yargı yolu' başlıklı 125. maddesinin 7. fıkrasında; "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik' başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında; "Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır." hükmü, 2. fıkrasında; "Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir." hükmü yer almıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 'Davalar' başlıklı 25. maddesinin 4. fıkrasında; "Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez." hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 'Manevi tazminat' başlıklı 56. maddesinin 2. fıkrasında; "Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." hükmü düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davanın maddi tazminata ilişkin temyiz istemleri yönünden:
Yerleşik yargı kararlarına göre, ölüm tarihi itibarıyla desteğin herhangi bir işi veya mesleği yok ise gelirinin net asgari ücret kadar olduğu kabul edilmektedir.
… İdare Mahkemesi tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasını teminen yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan raporda; "...müteveffanın 11.sınıf web tasarımı öğrencisi olduğu, meslek lisesi öğrencisi olduğu ve 21 yaşında asgari ücretin üzerinden gelir elde edeceği ortadadır...muhtemel hayatında asgari ücretin 1,5 katı üzerinden gelir elde edeceği kabul edilmiştir..." hususları dikkate alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davacıların çocuğu ve kardeşi olan müteveffa … 'in 1996 doğumlu olduğu, olay tarihi itibarıyla 19 yaşında olduğu, mezun olacağı 20 yaşından itibaren ailesine net asgari ücret üzerinden destek sağlayacağı anlaşıldığından, asgari ücretin 1,5 katı üzerinden yapılan hesaplama sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda, destekten yoksun kalma tazminatlarına ilişkin olarak yerleşik içtihatlara uygun bir biçimde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Davanın manevi tazminata ilişkin temyiz istemleri yönünden:
2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin 2. fıkrasının "yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir." hükmünden kastedilen; münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır.
Manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar.
Yansıma zarar, hukuka aykırı bir fiilin muhatabı olan kişiden başka birinin bu fiil nedeniyle zarara uğraması olarak tanımlanmakta olup, bir kimsenin ağır beden zararına uğraması veya ölmesi durumunda yakınlarının uğradığı zarar yansıma zarar niteliğindedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacılar tarafından 08/01/2016 tarihinde maddi manevi tazminat istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen 30/11/2016 tarih ve E:… , K:… sayılı kararla, davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, anılan kararın 02/02/2017 tarihinde kesinleştiği, 17/02/2017 tarihinde İdare Mahkemesinde davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
UYAP üzerinde yapılan incelemede; davacılardan, … 'in … Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldıktan sonra ve … İdare Mahkemesi kararından önce 12/07/2016 tarihinde vefat ettiği görülmekle birlikte, her ne kadar Türk Medeni Kanunu'nun 25. maddesinin 4. fıkrası uyarınca manevi tazminat davası açarak hakkı talep etme yönündeki iradesini açıkladığı kabul edilse dahi … 'in kardeşinin vefat etmesi nedeniyle açtığı manevi tazminat davasına konu zararın yansıma zarar niteliğinde olduğu, kardeşinin ölümünden kaynaklı manevi zararının, alacak hakkına dönüşerek üçüncü kişilere devrinin mümkün hale gelemeyeceği anlaşıldığından uyuşmazlığın … 'e ilişkin kısmına yönelik 2577 sayılı Kanunun 26. maddesinin 2. fıkrası uyarınca bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının; maddi tazminata ilişkin kısmının oybirliğiyle BOZULMASINA, manevi tazminata ilişkin kısmının oyçokluğuyla BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine kesin olarak, 17/06/2022 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY :
(X-) Dava; davacılar tarafından, müteveffa … 'in engelli bireylere yönelik istihdam edilebilir mesleki becerilerin kazandırılması projesi kapsamında İspanya'da bulunduğu 13/04/2015 tarihinde denizde yüzerken boğularak vefat etmesi olayında; davalı idarenin kusuru bulunduğu ileri sürülerek anne için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100.000,00-TL manevi tazminat, baba için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100.000,00-TL manevi tazminat, her bir kardeşi için ayrı ayrı 30.000,00-TL olmak üzere toplam 100,00-TL maddi tazminat ile 320.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasına ilişkin UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden, davacılardan … 'in temyize konu Mahkeme kararının verildiği 13/03/2019 tarihinden önce 12/07/2016 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Manevi tazminat, her ne kadar talep eden kişiyle ilgili bir zarara ilişkin olabilir ise de, dava konusu nedeniyle uğranıldığı iddia edilen manevi zararın tazmini istemi, netice itibariyle bir paraya taalluk ettiğinden ve bu yönüyle mirası da etkileyeceğinden, bu davadaki istemin yalnız öleni ilgilendiren davaya ait bir istem olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, davacılardan … 'in vefat etmiş olması ve uyuşmazlığın yalnız öleni ilgilendiren bir dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.