12. Hukuk Dairesi 2018/13243 E. , 2018/9667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte, alacaklının; borçlu belediyenin adresine menkul mallarının haczi için gelindiğinde, icra memurunca “Borçlunun gelinen adresinin fiili kullanılan kamu yeri olduğu, içeride bulunan menkul malların kamuya tahsis edilmiş olduğu, borçlunun kamu görevi yerine getirdiği,...” gerekçesiyle haciz talebinin reddedildiğini, haciz tutanağının alt kısmına ayrıca; “İİK nun 82/1 md. göre haciz işlemi reddedildi” şeklinde açıklama yazıldığını ileri sürerek haczin reddine yönelik icra memurluğu işleminin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; haciz işlemi yapılmak istenen yerin, borçlunun fiili kullanılan kamu yeri ve menkullerinin kamuya tahsis edilmiş mallar olduğu, haczin hizmetin ifasını engelleyeceği, bu nedenle icra memurunun işleminin yerinde olduğu, kaldı ki haciz esnasında borçlunun taşınmazını da belirttiği, menkul malların haczinin istenmesinin de yerinde olmadığı gerekçeleri ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK"nun 79. maddesinin birinci fıkrasına göre icra dairesinin haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. İİK"nun 85. maddesinin birinci fıkrasında; “Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır malları ile taşınmazlarından ve alacak ve haklarından ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklara yetecek miktarı haczolunur” hükmü düzenlenmiştir. İİK"nun 85 ve 79. maddelerinden çıkan ortak sonuç, icra müdürüne haczin uygulanması konusunda takdir yetkisi tanınmadığıdır. İİK"nun 85. maddesi, icra müdürüne, sadece “alacaklara yetecek miktarın” saptanması konusunda takdir hakkı tanımaktadır. İİK"nun 85/son maddesinde; “haczi koyan memur borçlu ve alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” şeklinde yer alan hüküm, alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesini güvence altına almayı amaçlamaktadır.
İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Buna göre, 5393 Sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, maddede açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, icra müdürlüğü, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorundadır. Ancak borçlu haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurabilir. Bu konuda ispat yükü ise borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla haczedilen menkullerin fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediye ispatlamalıdır. İİK"nun 82/son maddesinde icra memuruna tanınan takdir hakkı, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığına ilişkin olup somut olayda uygulanma yeri yoktur.
O halde, mahkemece şikayetin kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.