11. Ceza Dairesi 2017/2046 E. , 2018/61 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1)Sanık hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan makumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Mükellef .... Şti."nin 07.10.2005 tarihine kadar yetkili müdür sanığın 2005 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddia ve kabul edilen kamu davasında; sanığın atılı suçlamaları kabul etmediği, hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan diğer sanık ..."nin ise alınan savunmasında belirtilen dönemde işleri fiili olarak kendisinin yürüttüğünü ve suça konu faturaları kendisinin aldığını beyan ettiği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; ..."nin belirtilen dönemde şirketin işlerini fiilen ve tek başına yürütüp yürütmediğinin belirlenmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen ve haklarında karşıt inceleme raporları düzenlendiği anlaşılan şirketlerin yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenlerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek faturaları kime verdiklerinin ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
b)Kabule göre de, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2)Sanık hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan makumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının 22.12.2010 tarih 2010/6890 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 07.10.2005 tarihine kadar olan sahte fatura kullanma eylemleri nedeniyle dava açıldığı, dava şartı olan mütalaa ile suç raporunun da bu doğrultuda olduğu gözetilmeden, kamu davasına konu edilmeyen 2006 takvim yılı sahte fatura kullanma eyleminden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
b)Kabule göre de,
aa) Sanığın şirketteki müdürlük görevinin 07.10.2005 tarihinde sona erdiğinin anlaşılması karşısında; bu tarihten sonraki faturalardan sorumlu olmadığı gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması,
bb)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.01.2018 tarihinde açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanma şartlarının bulunduğu yönünden oyçokluğu ile diğer yönlerden oybirliği ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİDİR
Dairemizin 08/01/2018 tarih, 2017/2046 Esas, 2018/61 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanığın 213 sayılı VUK.nun 359/b-1 ve 5237 sayılı TCK’nın 43, 62/1, 53 maddeleriyle (iki kez) 18 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan Karşıyaka 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/10/2014 tarih 2014/541 Es 2014/403 Kr sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 01/11/2011 tarih 2011/10 Es- 2011/394 Kr sayıyla verilen hükmün CMK’nun 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Sungurlu Sulh Ceza Mahkemesinin 08/05/2014 tarih 2013/58 Es 2014/202 Kr sayı ile TTK.nın 55 maddesi yollamasıyla aynı yasanın 62. maddesi ve 5237 sayılı TCK’nın 62/1, 52/1 ve devamı maddeleri uyarınca doğrudan 500 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim. 08/01/2018