17. Ceza Dairesi Esas No: 2019/12425 Karar No: 2019/16935 Karar Tarihi: 26.12.2019
Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/12425 Esas 2019/16935 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel mahkeme tarafından suça sürüklenen çocuk hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen hüküm temyiz edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararında, suça sürüklenen çocuğun soyut beyanlarına itibar edilemeyeceği ve suçun hırsızlık suçunu oluşturduğu belirtilmiştir. Ancak daha sonra yürürlüğe giren kanun değişiklikleri sebebiyle suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 165. maddesi gereği suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun niteliği, cezanın türü ve süresine göre yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilmektedir. Kanunlar: 29906 sayılı Resmi Gazete, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5271 sayılı CMK, 1412 sayılı CMUK.
(Kapatılan)17. Ceza Dairesi 2019/12425 E. , 2019/16935 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (Değişen suç vasfı sebebiyle hırsızlık) HÜKÜM: Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2014 tarih, 2013/13-203 Esas ve 2014/308 Karar sayılı kararında; “Suça sürüklenen çocuğun suç eşyalarını kimlik bilgilerini ve açık adresini bilmediği bir kişiden aldığını söylemesi, soruşturma ve kovuşturma makamlarının ısrarına rağmen aracı aldığını iddia ettiği kişiye ait kimlik ve adres bilgileri vermekten kaçınması ve sabıkalı geçmişi de dikkate alındığında hırsızlık suçlamasıyla muhatap olan suça sürüklenen çocuğun sadece hayali bir isim zikretmekle suçlamadan kurtulmayacağını bilecek yaşam ve adli tecrübeye sahip olması ve gerçekte var olan bir kişiden aracı emanet alması durumunda suçlamadan kurtulmaya yönelik olarak aracı emanet aldığını söylediği kişinin bulunması için daha etkin bir çaba göstermesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu değil, hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” şeklindeki açıklamalar ışığında, suça konu telefon ve fotoğraf makinasının yakalanma tarihinden 15 gün kadar önce ismini bilmediği bir kişiden satın aldığını savunması, suça konu telefon ve fotoğraf makinasının alışverişine ilişkin belge gösterememesi ve satışı belgelemek adına hiçbir çabasının olmaması, satın aldığını ifade ettiği kişinin kimliği ve ulaşılması konusunda kaçamaklı savunması, sanığın suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik soyut beyanları, Ceza Genel Kurulu kararında da ifade edilen olayda olduğu gibi itibar edilmesinin mümkün olmadığı hususu karşısında; suça sürüklenen çocuk ...’in eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan hüküm kurulması, Kabule göre de; 2-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına dair kanunun 34. maddesi ile değişiklik 5271 sayılı CMK‘nın 253. maddesinin 1. fıkrasının c bendi uyarınca "Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla suça sürüklenen çocuk bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçların uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan TCK"nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçun niteliği, cezanın türü ve süresine göre, hükümden sonra yürürlüğe giren vaki değişiklikler karşısında, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının GÖZETİLMESİNE, 26.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.