3. Hukuk Dairesi 2019/313 E. , 2019/8351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 09/05/2013 tarihinde açtığı işbu davada; ... Belediye Başkanlığı ile aralarında imzalanan 10/10/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu park alanını 10 yıllığına kiraladığını ancak kira sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek tespit edilen KDV hariç 229,764,50 TL zararın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faizleri ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 166.923,40 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek değişken oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, önceki hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 29/03/2018 tarih, 2018/1256 Esas, 2018/3261 Karar sayılı ilamı ile; davadan feragat hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle dava tarihinin 09/05/2013 olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında 05/07/2018 olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 13.maddesine göre; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu
ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri ile onikinci maddenin birinci fıkrası,onaltıncı maddesinin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. şeklinde, 6.maddesi ise, "Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz. " şeklinde düzenlenmiştir.
Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır. Somut olayda, dava açılırken dava değeri 229.764,50 TL gösterilmiş ise de maktu harç yatırılmış, sonrasında 14/10/2015 tarihli önceki hükümde kabul edilen 166.923,40 TL üzerinden karar ve ilam harcı tamamlatılmıştır.
Davadan feragatin, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra gerçekleştiği ve Mahkemenin kanaatinin aksine davalı vekilinin açıkça vekalet ücretinden vazgeçmediği de nazara alındığında, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca, davalı lehine harcı ödenen 166.923,40 TL dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmolunması gerekirken; davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir.
Ancak, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 4. bendinde yer alan; " Davalı vekilinin vekalet ücreti talep etmediği görülmekle, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına," ifadesinin çıkartılarak, yerine " Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1. ve AAÜT 6. maddeleri gereğince 15.965,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ifadesinin yazılarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 4. bendinde yer alan; " Davalı vekilinin vekalet ücreti talep etmediği görülmekle, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, " ifadesinin çıkartılarak, yerine "Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1. ve AAÜT 6. maddeleri gereğince 15.965,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ifadesinin yazılması suretiyle, hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.