Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2017/884
Karar No: 2022/2732
Karar Tarihi: 20.06.2022

Danıştay 13. Daire 2017/884 Esas 2022/2732 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/884 E.  ,  2022/2732 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2017/884
    Karar No : 2022/2732

    DAVACI : … Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. …

    DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    2- … Genel Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …

    DAVANIN KONUSU :
    17/03/2015 tarih ve 29298 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 2. maddesi ile 22/01/2015 tarih ve 29244 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmeliğin 4. maddesinin 8. fıkrasının son kısmına eklenen "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." ibaresi ile Trabzon Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından toplu iş sözleşmesi kapsamında ödenmesi gereken arabuluculuk ücretinin davacı şirkete yükletilmesi ve tahsili işleminin iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    Dava konusu Yönetmeliğin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun amacına ve ruhuna aykırı olduğu, Kanunda sadece toplu iş görüşmesi süreçlerinin Bakanlık tarafından belirleneceğinin düzenlendiği, ancak dava konusu düzenleme ile bunun dışına çıkılarak toplu iş görüşmesi sürecinden doğan masrafların alt işverenden karşılanmasının düzenlendiği, alt işverenin sadece merkezi kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisini yetkilendirdiği, bu şekilde alt işverenin görev ve sorumluluğunu yerine getirmiş olacağı, toplu iş sözleşmesinde taraf olması söz konusu olmadığından toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden doğan masraflardan sorumlu tutulamayacağı, dava konusu düzenlemenin kanunî bir dayanağının bulunmadığı, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin ancak kanunla getirilebileceği, bu nedenle hukuka aykırı olan Yönetmelik düzenlemesinin iptali gerektiği ileri sürülmüştür.
    Dava konusu işlemin hukuka aykırı olan düzenleme doğrultusunda tesis edildiği, dava konusu olayda Trabzon İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve Bağlı Sağlık Tesisleri Özel Güvenlik Hizmet Alım İşi’ne ait işlerin yürütümü kapsamında toplu iş görüşmelerinden netice alınaması üzerine arabulucu seçilmesi yoluna gidildiği, dava konusu Yönetmelikteki düzenleme çerçevesinde 1.440,87-TL olan arabulucu ücretinin yarısının alt işveren sıfatıyla kendilerinden talep edildiği, toplu iş sözleşmesi sürecinde taraf sıfatları olmadığından, kanunî dayanağı bulunmayan söz konusu tutarın istenmesine dair işlemin de hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

    DAVALILARIN SAVUNMASI :
    Davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, dava konusu Yönetmeliğin 4735 sayılı Kanunun 8. maddesinin 3. fıkrasının uygulanmasını göstermek maksadıyla yürürlüğe konulduğu, toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na göre yürütülerek sonuçlandırılması gerektiği, toplu iş sözleşmesinin taraflarının işçi sendikası ile işveren sendikası olduğu, toplu iş sözleşmesi görüşmeleri aşamasında arabulucuya başvurulması hâlinde arabulucu ücretinin taraflarca eşit olarak ödenmesinin gerektiğinin mevzuatta düzenlendiği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Yönetmelik değişiklik talebi neticesinde ve ihtiyaçlar doğrultusunda kanuna uygun olarak söz konusu düzenlemenin yapıldığı, arabulucuya ödenecek ücretlere ilişkin düzenlemelerin dayanağının 6356 sayılı Kanun’un 57. maddesi olduğu, 4735 sayılı Kanun'da usul ve esasları belirleme yetkisinin Maliye Bakanlığı’na verildiği, bu bağlamda Kanun'a aykırılıktan bahsedilemeyeceği savunulmuştur.
    Davalı Türkiye İş Kurumu tarafında, her ne kadar dava konusu işlem Trabzon Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından tesis edilmişse de husumetin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yöneltilmesi gerektiği, davanın süresinde açılmadığı, alt işverenin yetkilendirdiği sendika ile işçi sendikası arasında yapılan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan sorumlulukların işveren tarafından yerine getirilmesi gerektiği, buna göre toplu iş sözleşmesinin taraflarından birinin alt işveren olduğu ve masrafları işçi sendikasıyla eşit olarak ödemesi gerektiği, dava konusu düzenlemede ve işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ :
    Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI …'NIN DÜŞÜNCESİ :
    17.03.2015 tarihinde 29298 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 2. maddesi ile 22.01.2015 tarihli 29244 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin 8. fıkrasının sonuna eklenen "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." ibaresinin ve Trabzon Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından arabuluculuk ücretinin davacı şirkete yükletilmesi ve tahsili işleminin iptali istenilmektedir.
    4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8. maddesine, 10.9.2014 tarihli 6552 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile eklenen fıkrada; "4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
    Bu yasa hükmüne dayanılarak Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik 22.1.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş, 7.03.2015 tarihli ve 29298 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 2. maddesi ile dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 8. fıkrasının son kısmına eklenen "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." ibaresinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    4735 sayılı Kanun'un 8. maddesine eklenen 3. fıkrasında, bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmelerinin, alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütüleceği ve sonuçlandırılacağı belirtilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde ise, "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur." hükmü yer almıştır.
    Görüleceği üzere, 6356 sayılı Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendindeki düzenleme gereğince toplu iş sözleşmesinin, işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapıldığı, 4735 sayılı Yasanın 8. maddesinin 3. fıkrasında da, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde 4735 sayılı Kanun kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmelerinin de alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 6356 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütüleceği ve sonuçlandırılacağı anlaşılmaktadır.
    Buna karşın 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 7. fıkrasında, asıl işveren-alt işveren ilişkisinde asıl işverenin; alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden, alt işveren ile birlikte "asıl işverenin" de sorumlu olduğu belirtilmiştir.
    4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8. maddesine, 6552 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile eklenen 3. fıkra uyarınca toplu iş sözleşmesinin Kamu İşveren Sendikası tarafından yürütülmemesi ve sonuçlandırılmaması halinde 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemeyecek ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemeyecektir.
    Bu bağlamda, eğer alt işveren, toplu iş sözleşmesinin yürütülmesi için merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisini yetkilendirmediği takdirde, kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan bu toplu iş sözleşmesi için fiyat farkı ödenmeyeceği, 4857 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemeyeceği ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemeyeceği için toplu iş sözleşmesine bağlı giderlerden de sorumlu olmayacağı kuşkusuzdur.
    Ancak toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikaları tarafından 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8. maddesine, 6552 sayılı Kanun'un 13. maddesi ile eklenen fıkra uyarınca sonuçlandırılması halinde ise, (4735 sayılı Yasanın 8. maddesine, 6552 sayılı Kanun uyarınca eklenen 3. fıkradaki düzenlemenin aksi yorumundan) 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 7. fıkrasındaki temel hükümleri gereğince alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden, alt işveren ile birlikte "asıl işverenin" de sorumlu olması gerekir.
    Her ne kadar toplu iş sözleşmesinin yürütülmesinden kaynaklanacak giderlerin kime yükleneceği konusunda, ilgili Yasa ve Yönetmelik hükümlerinde açık bir düzenleme olmamakla birlikte, alt işverenin kamu işveren sendikasını yetkilendirmesi halinde verdiği bu yetkiye dayalı olarak kamu işveren sendikası tarafından toplu iş sözleşmesinin sonuçlandırılması durumunda toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine bağlı bu giderlerden de; alt işverenin taraf olduğu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüğü kapsamında bulunduğu için alt işveren ile birlikte asıl işveren de sorumludur.
    Bu itibarla, toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından yürütülmesi ve sonuçlandırılması durumunda toplu iş sözleşmesindeki işverene ait giderlerden; alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülükleri kapsamında alt işveren ile birlikte asıl işveren de sorumlu olması gerekirken, toplu iş sözleşmesinden doğan giderlerin tamamıyla alt işverene yüklendiği anlaşılmakla, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin 8. fıkrasının son kısmına eklenen "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." ibaresinin, dayanağı üst hukuk normu niteliğindeki 4857 İş Kanunu ile 4735 sayılı Yasa hükümlerine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
    Öte yandan, 4735 sayılı Kanun'un 8. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, fiyat farkı ödenmesine esas toplu iş sözleşmeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülecektir. Kamu işveren sendikası ile yetkili işçi sendikası arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri nedeniyle çıkan uyuşmazlıklarda, 6356 sayılı Kanundaki zorunlu çözüm yollarından resmi arabuluculuğa başvurulabilecektir. 6356 sayılı Kanun'un 50. maddesinde de, arabulucuya ödenmesi gereken ücreti, Toplu İş Sözleşmesinde Arabulucuya ve Hakeme Başvurma Yönetmeliğinin 11. maddesi uyarınca tarafların eşit olarak yatıracağı görülmüştür.
    Uyuşmazlıkta davacı şirketin, kamu işveren sendikası olan …Sendikasını yetkilendirdiği, adı geçen bu Sendika ile … Sendikası arasında yapılmak istenen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığından, 6356 sayılı Kanun uyarınca resmi arabulucuya başvurulduğu, takdir edilen arabuluculuk ücretinin Trabzon Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nün 9.3.2017 tarihli işlemi ile davacıya tebliğ edildiği ve takdir edilen ücretinin yarısının Sendika, diğer yarısının da Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin 8. fıkrasının son kısmına eklenen "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." hükmüne dayanılarak alt işveren sıfatıyla davacıdan istendiği anlaşılmıştır.
    Olayda, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin 8. fıkrasının son kısmına eklenen "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." ibaresinin hukuka aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiğinden, bu hükme dayalı olarak toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan arabuluculuk ücretinin yarısı oranındaki tutarından "asıl işveren"in de sorumlu olması gerekirken, tamamının alt işveren sıfatıyla davacıya yükletilmesine ve tahsiline yönelik dava konusu işlem de hukuka aykırıdır.
    Açıklanan nedenlerle, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin 8. fıkrasının sonuna eklenen "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." ibaresinin ve Trabzon Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından arabuluculuk ücretinin davacı şirkete yükletilmesi ile tahsiline yönelik işlemin hukuka aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmüştür.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
    22/01/2015 tarih ve 29244 sayılı Resmî Gazete'de Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik yayımlanmış, 17/03/2015 tarih ve 29298 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 2. maddesi ile anılan Yönetmeliğin 4. maddesinin 8. fıkrasının son kısmına "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." ibaresi eklenmiştir.
    Davacı ile Trabzon İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği arasında ...İhale Kayıt Numaralı "Trabzon İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve Bağlı Sağlık Tesisleri İçin Özel Güvenlik Hizmet Alım İşi’ne ilişkin olarak sözleşme imzalanmıştır.
    Anılan sözleşme kapsamındaki işte davacının işçileriyle ilgili olarak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri için davacı tarafından … Sendikaları yetkilendirilmiş, görüşmelerde bir neticeye varılamaması üzerine resmî arabulucu seçilmiş ve Toplu İş Sözleşmesinde Arabulucuya ve Hakeme Başvurma Yönetmeliği çerçevesinde arabulucuya 1.440,87-TL ücret takdir edilmiştir.
    Arabulucu için takdir edilen ücretin yarısı olan 720,435-TL'nin dava konusu Yönetmelik düzenlemesi çerçevesinde Trabzon Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemiyle davacıdan talep edilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    Davalı Türkiye İş Kurumu tarafından, davanın süresinde açılmadığı ve husumetin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yöneltilmesi gerektiği yönündeki usule ilişkin itirazlarının incelenmesinden; dava konusu Yönetmeliğin uygulanması niteliğinde olan Trabzon Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işleminin davacıya 16/06/2017 tarihinde tebliğ edildiğinin ifade edildiği, davanın bu durumda 60 günlük dava açma süresi içerisinde 30/06/2017 tarihinde Danıştay kaydına giren dilekçe ile açıldığı, dava konusu anılan işlemin Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Trabzon Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından tesis edildiği anlaşıldığından davalı idarenin usule ilişkin anılan iddialarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

    ESAS YÖNÜNDEN:
    İlgili Mevzuat:
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı" başlıklı 53. maddesinde, "İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir..." kuralı yer almaktadır.
    6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'un 13. maddesiyle 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun "Fiyat farkı verilebilmesi" başlıklı 8. maddesine eklenen 3. fıkrasında, "04/01/2002 tarih ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 62. maddddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ihale edilen işlerde, 22/05/2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde tanımlanan asıl işveren-alt işveren ilişkisi çerçevesinde alt işveren tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmeleri; alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından 18/10/2012 tarih ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yürütülür ve sonuçlandırılır. Toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası tarafından bu fıkraya göre sonuçlandırılması hâlinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödenir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemez, 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin yedinci fıkrası esas alınarak asıl işveren sıfatından dolayı ücret farkına hükmedilemez ve asıl işveren sıfatıyla sorumluluk yüklenemez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenir." kuralı yer almıştır.
    6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun; "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin (h) bendinde, "Toplu iş sözleşmesi: İş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmeyi,..., ifade eder." düzenlemesine; "Toplu iş sözleşmesi ve çerçeve sözleşmenin içeriği" başlıklı 33. maddesinde, "(1) Toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hükümleri içerir. (2) Toplu iş sözleşmesi, tarafların karşılıklı hak ve borçları ile sözleşmenin uygulanması ve denetimini ve uyuşmazlıkların çözümü için başvurulacak yolları düzenleyen hükümleri de içerebilir." kuralına yer verilmiştir.
    6356 sayılı Kanunun Yetki başlıklı 41. maddesinin 4. fıkrasında “Bir işveren sendikası, üyesi işverenlere ait işyeri veya işyerleri, sendika üyesi olmayan bir işveren ise kendi işyeri veya işyerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” kuralına yer verilmiştir.
    6356 sayılı Kanunun “Uyuşmazlığın Tespiti” başlıklı 49. maddesinde “Toplu görüşme için kararlaştırılan ilk toplantıya taraflardan biri gelmez veya geldiği hâlde görüşmeye başlamazsa, toplu görüşmeye başladıktan sonra toplantıya devam etmezse veya taraflar toplu görüşme süresi içerisinde anlaşamadıklarını bir tutanakla tespit ederlerse ya da toplu görüşme süresi anlaşma olmaksızın sona ererse, taraflardan biri uyuşmazlığı altı iş günü içinde görevli makama bildirir. Aksi takdirde işçi sendikasının yetkisi düşer.” kuralına yer verilmiştir.
    Anılan Kanunun “Arabuluculuk” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrasında, “Uyuşmazlık yazısını alan görevli makam altı iş günü içinde taraflardan en az birinin katılımı ile veya katılım olmazsa resen, resmî listede bir arabulucu görevlendirir. Tarafların resmî arabulucu listesindeki bir arabulucu ismi üzerinde anlaşma sağlamaları hâlinde, belirlenen kişi görevli makam tarafından o uyuşmazlıkta arabulucu olarak görevlendirilir.”; 7. fıkrasında ise “Görevli makam, uyuşmazlığın kapsamını ve niteliğini de dikkate alarak arabulucuya ödenmesi gereken ücreti yönetmelikte belirtilen alt ve üst sınırlar içerisinde belirler.” kuralına yer verilmiştir.
    Anılan Kanun'un "Hakeme ve arabulucuya başvurma yönetmeliği" başlıklı 57. maddesinde "Yüksek Hakem Kurulunun çalışma usul ve esasları; Yüksek Hakem Kurulunun başkan ve üyeleri ile bu Kurulda görevlendirilecek uzman ve raportörlere ödenecek tazminatlar; bilirkişi ve tanıklara verilecek ücretler ve toplu çıkar uyuşmazlıklarında özel hakem incelemesinde uygulanacak usul hükümleri; arabulucuların nitelikleri, seçimi, ücretleri ve görevlendirilmeleri Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir." kuralına yer verilmiştir.
    6356 sayılı Kanunun yukarıda anılan 50. maddesinin 7. fıkrasında atıf yapılan 07/12/2013 tarih ve 28844 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Toplu İş Sözleşmesinde Arabulucuya ve Hakeme Başvurma Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde "Arabulucunun, toplu görüşmelerin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine, Seçici Kurulca belirlenerek Resmî Gazete’de yayımlanan listeden görevli makamca görevlendirilen ve tarafların anlaşmaya varması için her türlü çabayı harcayarak ilgililere önerilerde bulunan kişiyi" ifade ettiği; “Arabulucu ücretinin tespiti ve ödenmesi” başlıklı 11. maddesinde ise, görevlendirilen arabulucu ve belirlenen ücretin, görevli makamca arabulucuya, taraflara ve Bakanlığa bildirileceği, tarafların, yapılan bu bildirimden itibaren en geç üç iş günü içinde, belirlenen ücreti Muhasebe Biriminin ya da illerde defterdarlık muhasebe müdürlüğünün, ilçelerde ise mal müdürlüğünün kasa veya banka hesabına eşit olarak yatırarak ödeme bilgilerini Genel Müdürlüğe göndereceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin yedinci fıkrasında, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:
    Sözlük anlamı ile "düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek" olarak tanımlanan "düzenleme", kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren bir içeriğe sahiptir. Yasama organının yasama tasarrufları dışında, idare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile, kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. "Kural işlemler" (ya da diğer adıyla "genel düzenleyici işlemler"), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar konulmuş olması zorunlu olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi gerekir.
    Dava konusu Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik'in 4. maddesinin 8. fıkrasının son kısmında: "Toplu iş sözleşmesinin yürütülmesine ilişkin işveren tarafına ait giderler alt işverence karşılanır." kuralına yer verilmiştir. Anılan düzenleme ile hizmet alımı suretiyle ihale edilen işlerde, hizmet sunucusu tarafından münhasıran bu Kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmelerinin yürütülmesinden kaynaklanabilecek arabulucu ücreti gibi masrafların alt işveren tarafından karşılanacağı kurala bağlanmıştır.
    Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olarak gösterilen 4735 sayılı Kanunun 8. maddesinin üçüncü fıkrası incelendiğinde, hizmet alımı kapsamında çalıştırılan işçilerin toplu iş sözleşmesi imzalama haklarının bulunduğunun teyit edildiği, toplu iş sözleşmesinin tarafının kim olacağı ile nasıl imzalanacağının düzenlendiği, bununla beraber söz konusu işçilerin alt işveren ile imzaladıkları toplu iş sözleşmesinden doğan ücret ve sosyal haklarının kamu ihale mevzuatı çerçevesinde nasıl ödeneceğinin de kurala bağlandığı anlaşılmaktadır.
    Anılan Kanun düzenlemesinde açıkça toplu iş sözleşmelerinin alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından yürütülerek sonuçlandırılacağı düzenlenmiş olup hizmet alımı kapsamında çalıştırılan alt işverenin işçilerine yönelik gerçekleştirilecek toplu iş sözleşmesinin tarafının alt işveren olacağı anlaşılmaktadır. Nitekim, anılan düzenlemede merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisini, iş veren sıfatıyla doğrudan alt işverenin yetkilendirmesi gerekmektedir.
    6356 sayılı Kanun'da genel itibarıyla, işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yürütülecek olan toplu iş sözlemeleri görüşmelerinden bir netice alınaması hâlinde arabulucuya başvurulabilineceği, seçilecek olan arabulucunun ücretinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği yönünde düzenlemelere yer verilmiştir.
    Anılan Kanundaki düzenlemeler uyarınca Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan Toplu İş Sözleşmesinde Arabulucuya ve Hakeme Başvurma Yönetmeliği'nin “Arabulucu ücretinin tespiti ve ödenmesi” başlıklı 11. maddesinde, görevlendirilen arabulucu ve belirlenen ücretin, görevli makamca arabulucuya, taraflara ve Bakanlığa bildirileceği, tarafların, yapılan bu bildirimden itibaren en geç üç iş günü içinde, belirlenen ücreti Muhasebe Biriminin ya da illerde defterdarlık muhasebe müdürlüğünün, ilçelerde ise mal müdürlüğünün kasa veya banka hesabına eşit olarak yatırarak ödeme bilgilerini Genel Müdürlüğe göndereceği kurala bağlanmıştır.
    6552 sayılı Kanun'un 13. maddesiyle 4735 sayılı Kanunu'nun 8. maddesine eklenen 3. fıkra, ile 6356 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yürürlüğe konulan Toplu İş Sözleşmesinde Arabulucuya ve Hakeme Başvurma Yönetmeliği düzenlemeleri birlikte incelendiğinde; hizmet alımı suretiyle ihale edilen işlerde kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde alt işverenler tarafından çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmesi süreçlerinin alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından yürütüleceği, toplu iş sözleşmesinin işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılacağı gözetildiğinde, bahse konu toplu iş sözleşmesinin tarafının da alt işveren olduğu, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden kaynaklanan arabulucu ücreti gibi masrafların taraflarca karşılanması gerektiği, başka bir anlatımla, toplu iş görüşmesinin tarafının alt işveren olması nedeniyle işverence karşılanması gereken giderlerin alt işveren tarafından karşılanması gerektiği anlaşıldığından, dava konusu düzenlemede üst hukuk kurallarına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Davacı tarafından, toplu iş görüşmesi süreçlerinin Bakanlık tarafından belirleneceğinin düzenlendiği, ancak dava konusu düzenleme ile bunun dışına çıkılarak toplu iş görüşmesi sürecinden doğan masrafların alt işverenden karşılanmasının hukuka aykırı olduğu, harç ve benzeri mâlî yükümlülüklerin ancak kanunla getirilebileceği iddia edilmiştir.
    Dava konusu düzenlemenin, 6356 sayılı Kanunun ve buna dayanılarak çıkarılan Yönetmeliğin tabiî bir sonucu olduğu, masraf ve giderlerin toplu iş sözleşmesi sürecinin içerisinde ve bu süreçten ayrı düşünülemeyecek bir husus olduğu, bu çerçevede, Yönetmelik ile yapılan düzenlemenin Bakanlığın düzenleme yetkisi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, toplu iş sözleşmesi sürecinden kaynaklanan arabulucu ücreti gibi giderlerin "harç ve benzeri mali yükümlülük" olarak kabulüne hukuki imkân bulunmadığından davacının anılan iddialarına itibar edilmemiştir.
    Bununla birlikte, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 7. fıkrasındaki düzenleme gereğince alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden, alt işveren ile birlikte "asıl işverenin" de sorumlu olması gerektiği ileri sürülebilecekse de, anılan Kanunda alt işveren ile asıl işverenin birlikte sorumluluğunda olan hususun toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan "işçi hak ve menfaatleri" olduğu, dava konusu Yönetmelik düzenlemesinin ise toplu iş sözleşmesi sürecinde ortaya çıkan işveren tarafına ait giderlere ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    Dava Konusu İşlemin İncelenmesi:
    Dava dosyasının incelenmesinden; davacı ile Trabzon İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği arasında imzalanan hizmet alımına ilişkin sözleşme kapsamında davacı tarafından çalıştırılan işçilerle ilgili olarak toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin yetkilendirilen sendika arasında yürütüldüğü, görüşmelerde bir neticeye varılamaması üzerine resmî arabulucu seçildiği, Toplu İş Sözleşmesinde Arabulucuya ve Hakeme Başvurma Yönetmeliği çerçevesinde arabulucuya 1.440,87-TL ücret takdir edildiği, arabulucu için takdir edilen bu ücretin işveren tarafına ait olan 720,435-TL'lik kısmının dava konusu Yönetmelik düzenlemesi çerçevesinde davacıdan talep edildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklandığı üzere hizmet alımı kapsamında çalıştırılan işçilerle ilgili olarak yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde davacı şirketin işveren sıfatıyla taraf olduğu, resmî arabulucuya başvurulması üzerine belirlenen 1.440,87-TL ücretin işveren tarafına ait olan 720,435-TL'lik kısmının dava konusu Yönetmelik düzenlemesi çerçevesinde davacı tarafından karşılanması gerektiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. DAVANIN REDDİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi