11. Hukuk Dairesi 2019/2824 E. , 2020/870 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ...1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/02/2017 tarih ve 2015/72 E- 2017/77 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ...Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 13/02/2019 tarih ve 2018/417 E- 2019/127 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin sicile tescil edildiği 1976 yılından beri "ERİŞ" ibaresini hem unvan hem de marka olarak aralıksız kullandığını, bu markayı tanınmış marka haline getirdiğini, tanınmışlığın yargı kararları ile de tespit edildiğini, TPMK nezdindeki "ERİŞ" ibareli ilk marka tescilinin 1994 yılında yapıldığını, davalı şirketin "ERİS" ibaresinin marka olarak tescili için diğer davalı Kuruma başvurduğunu, başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından yapılan itirazın davalı Kurum tarafından, işaretler benzer olmasına karşın marka kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin farklı bulunması nedeniyle reddedildiğini, oysa müvekkili markasının tanınmış marka olduğunu, tanınmış "ERİŞ" markasının çok benzeri olan dava konusu başvurunun davalı şirket adına tescilinin 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketin müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, başvurunun tescil edilmesi halinde müvekkili markasının itibarının ve ayırt ediciliğinin zarar göreceğini, başvurunun kötüniyetli olduğunu, öte yandan "ERİŞ" ibaresinin ticaret unvanının ayırt edici kısmını oluşturduğundan 556 sayılı KHK"nın 8/5. maddesi uyarınca da başvurunun reddinin gerektiğini ileri sürerek, YİDK"in 27.10.2014 tarih ve 2014-M-14832 sayılı kararının iptaline, davalı başvurusunun tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacının faaliyet gösterdikleri alanların birbirlerinden çok farklı olduğunu, "ERİS" ibaresinin, "ERİŞ" kelimesinden farklı anlamlarının bulunduğunu, davacı markasının gıda sektöründe bilinen bir marka olduğu kabul edilse bile bu tanınmışlığın gıda sektörü dışına sirayet etmeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının "ERİS" ibareli marka başvurusu ile davacının "ERİŞ" asıl unsurlu markalarının benzer olduğu ancak başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetlerin, davacı markalarının kapsadığı emtia ile aynı/aynı tür ve/veya benzer olmadığı, dolayısıyla markalar arasında çekişmeli mal ve hizmetler bakımından 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, aynı KHK’nın 8/4 maddesinde sayılan koşulların da somut olayda gerçekleşmediği, davacının tanınmış "ERİŞ" markasının varlığının, davalı başvurusunun 06, 12, 37 ve 40. sınıflardaki çekişme konusu farklı mal ve hizmetler üzerinde tesciline engel oluşturmayacağı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin "ERİS" ibaresinin 4,6,7,12,19,35,36,37,39,40,42,43. sınıflarda tescili için davalı TPMK"ya başvurduğu, MDB tarafından 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi uyarınca 7. sınıftaki malların bir kısmı ile 35,42,43 sınıf hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığı, kalan mal ve hizmetler yönünden başvuru ilanının yapıldığı, ilana davacı şirket tarafından "ERİŞ" unsurlu markalarına dayalı olarak benzerlik, tanınmışlık, ticaret unvanı ve kötüniyet gerekçeleriyle itiraz edildiği, bu arada başvurunun dava dışı bir şirketin itirazına da uğradığı, dava dışı şirketin itirazı üzerine başvuru kapsamındaki 4,7,19,36,39 sınıftaki mal ve hizmetlerle, 40. sınıftaki bir kısım hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığı, davacı şirketin itirazının ise önce MDB tarafından sonrasında da YİDK"çe reddedildiği, ilk derece mahkemesince dava dışı şirketin başvuruya itirazı üzerine başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler yönünden bir değerlendirme yapılmadığı, yalnızca başvuru kapsamında kalan 6,12,37 ve 40. sınıf mal ve hizmetler yönünden inceleme yapıldığı, oysaki iptali istenilen YİDK kararında, başvuru kapsamında ilana çıkan 4,6,7,12,19,36,37,39,40. sınıf mal ve hizmetlere yönelik davacı itirazının reddine ilişkin olduğundan, anılan sınıfların tamamı yönünden inceleme yapılması gerektiği için ek bilirkişi raporu alındığı, davacının "ERİŞ" ibareli markalarının, bir gıda ürünü olan "un" emtiası üzerinde 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesi anlamında tanınmış marka olduğu, ancak her ne kadar dava konusu işaret ile davacı markaları arasında yüksek düzeyli bir benzerlik bulunmakta ise de, davacı markalarının tanınmışlık düzeyleri, bu markaların ayırt edicilik dereceleri ve özellikle davacı markasının tanınmış olduğu "un" emtiası ile başvuru kapsamındaki 40/04. sınıfta yer alan "gıdaların işlenmesi hizmetleri" ile 40/05. sınıfta yer alan "hayvan kesim hizmetleri" hariç olmak üzere 4,6,7,12,19,36,37,39,40. sınıf mal ve hizmetler arasında hiçbir yakınlık bulunmadığı, diğer bir deyişle başvuru kapsamındaki 4,6,7,12,19,36,37,39,40. (40/04 ve 40/05. hizmetler hariç) sınıftaki mal ve hizmetlerin, davacı markasının tanınmış olduğu sektöre son derece uzak ve farklı olması gözetildiğinde somut olayda 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesi koşullarının gerçekleşmediği, başvuru kapsamındaki 40/04. sınıfta yer alan "gıdaların işlenmesi hizmetleri", ile 40/05. sınıfta yer alan "hayvan kesim hizmetleri" bakımından 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesi koşullarının gerçekleştiği, bunun dışında kalan mal ve hizmetler yönünden ise anılan madde koşullarının oluşmadığı, gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulu ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK’in 27.10.2014 tarih ve 2014-M-14832 sayılı kararının 40/04 sınıfta yer alan “Gıdaların işlenmesi hizmetleri” ile 40/05 sınıfta yer alan “Hayvan kesim hizmetleri” yönünden iptaline, 40/04 sınıfta yer alan “Gıdaların işlenmesi hizmetleri” ile 40/05 sınıfta yer alan “Hayvan kesim hizmetleri” yönünden tescil edilmediğinden hükümsüzlük talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 03/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.