13. Hukuk Dairesi 2017/5611 E. , 2017/7885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 2009 dan beri arkadaş olduklarını, davalının kendisinden çeşitli zamanlarda borç istediğini ve toplamda 6.239.00 Euro para gönderdiğini ve havale ücreti olarak da toplam 500 Euro ödemiş olduğunu, davalının aldığı borcun 617 Eurosunu geri ödediğini ve dava tarihi itibariyle 6.122,50 Euro alacağının olduğunu, ancak davalının bu borcu ödemediğini belirterek dava tarihi itibariyle borcun karşılığı olan 18.367,50-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki davada davalıya havale olarak gönderdiği 6.122,50 Euro"nun dava tarihi itibariyle karşılığı olan 18.367,50 TL"nin ödenmemesi nedeniyle davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı ise paraların borç olarak gönderilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece ""..Davalı ise cevap lahiyası ile istenen miktara itiraz etmeyerek, ancak borç olarak verilmediğini yardım amaçlı davacının kendi isteğiyle gönderdiğini, geri istemeyeceğini ileri sürmüş ve davalı talep edilen paranın kendisine verildiğini kabul etmekle, iade etmesi ve davanın kabulü gerekmekle..."" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere davalı, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını (havale ile para gönderildiğini) kabul etmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin (vasfının), ileri sürülenden başka olduğunu bildirmek suretiyle gerekçeli inkarda (vasıflı ikrar) bulunmuştur. Öğreti ve uygulamada kabul edildiği üzere vasıflı ikrar (gerekçeli inkar), bölünemeyen ikrarlardan olduğundan bu durumda ispat yükü davacıdadır.(Bkz. HGK.nun aynı yöndeki 12.3.2003 tarih, 2003/3-118 esas ve 2003/158 karar; 9.6.2004 tarih, 2004/4-362 esas ve 2004/347 karar sayılı kararları)
Öte yandan davacı, delil olarak uluslararası para transfer firması ile yapılan havaleye dayanmışsa da, havale kural olarak bir ödeme vasıtasıdır.
Başka bir ifade ile havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) iddia eden bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
O halde somut olayda ispat yükü davacıda olup, davacı söz konusu havale bedelini davalıya borç olarak gönderdiğini ispat etmekle yükümlüdür. Davacının davada delil olarak dayandıkları havalede paranın “borç” olarak gönderildiğine ilişkin bir açıklama yoktur.Hal böyle olunca, davacı yönünden davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.