14. Hukuk Dairesi 2017/2583 E. , 2018/574 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN DOSYADA
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN DOSYADA
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, kira sözleşmesinin tapuya şerhi ve tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; asıl 2015/732 Esas sayılı davada davalı aleyhine açılan davanın reddine, birleştirilen 2016/23 Esas, 2016/3 Karar sayılı davada davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile 207.000,00 TL"den 100.000,00 TL"sinin dava tarihinden, 107.000,00 TL"nin ise ıslah tarihi olan 27.02.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen 09.01.2017 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili tarafından, duruşmasız olarak temyizi ise davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.01.2018 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı vekili 14.04.2008 tarihli dilekçesi ile; Sağlık Ocağının yaklaşık 100 m uzağında kiraladığı dükkanda eczacılık yapmakta olduğunu, sağlık ocağının tam karşısında bir eczanenin mevcut olduğunu, mevcut eczanenin hemen yanında da davalının boş bir arsasının bulunduğunu, davalının müvekkiline gelerek bu arsaya inşaat yaparak zeminine dükkan yapmayı düşündüğünü, zemin kata eczane yaparak 15 yıllığına müvekkiline kiraya verebileceğini belirtmesi üzerine taraflar arasında 01.08.2007 tarih ve 12965 yevmiye numarası ile sözleşme düzenlendiğini, imzaların noterce onaylandığını, sözleşmeye konu 3413 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki dükkanın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, müvekkiline teslimi gerekenin dışında zemindeki dükkanların 15 yıllık süre için 3. şahıslara satışının veya 3. şahıslar lehine sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceğine, eczane olarak kullanılmayacağına dair şerh verilmesini, aksi takdirde sözleşmeye uygun olarak davacıya teslimine ve kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesine, fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla 6.400,00-TL.nin faizi ile ve süresinde teslim edilmemekten dolayı müvekkilinin yoksun kaldığı kar olan aylık 7.500,00-TL"den 6 aylık 45.000,00-TL"nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL"sinin faizi ile birlikte 24.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile 6 aylık yoksun kaldığı kar olarak 14.868 TL.nin faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı vekili irade fesadı, gabin ve davacının bakiye bedeli geç ödemesi nedeniyle 09.11.2007 tarihli noter ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmede öngörülen taşınmaz mülkiyetinin bedelsiz geçeceğine ilişkin cezai şartın geçersiz olduğunu, bu nedenle davanın reddini savunmuş, yargılama aşamasında davacının kira bedeli olarak ödediği 100.000 TL bedeli iade etmeye hazır olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda 01.11.2012 tarihinde yapılan keşif sonucu 04.06.2013 tarihli keşif raporu ve davacının 24.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi incelenerek davanın kısmen kabulüne dair karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, Dairemizin 18.11.2014 tarih 2014/8318-13008 sayılı ilamıyla mahkemece sözleşmede gayrimenkul mülkiyetinin devri ile ilgili hükümler bulunduğu ancak, sözleşmenin yasanın öngördüğü biçimde düzenlenmediği, davalının fesih iradesi ve davacının da cezai şart talebi nazara alındığında sözleşmenin feshedildiği sonucuna varılarak davacının davalıya ödediği 100.000,00 TL.nin ödeme tarihden itibaren yasal faiziyle; sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle takdir edilen 20.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Sözleşmenin imzalandığı tarihden itibaren 2 ay içerisinde yani 01.10.2007 tarihinde dava konusu dükkanın tamamlanarak teslim edilmesi taahhüt edilmiş ise de tapu kaydına göre taşınmazın halen"arsa" vasfında olduğu, inşaatın ruhsatının 19.09.2007 tarihinde alındığı, 2 aylık sürede tesliminin mümkün olmadığı ve sözleşmenin 14.maddesinde mülkiyetin devrini öngören cezai şart sözleşmenin yasanın öngördüğü resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğundan davalı tarafça davalıya 09.11.2007 tarihinde öngörülen ihtarname ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin anlaşıldığı, davacının dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde davalıya ödenen 100.000 TL bedel ile 20.000 TL cezai şartın tahsiline dair talebi olmadığı halde belirtilen bedellerin tahsiline karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Davacı vekilinin karar düzeltme istemi 10.09.2015 tarihinde reddedilmiş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
2016/23 E.- 2016/3 K. sayılı birleştirilen dosyada 07.01.2016 tarihli dilekçe ile davacı vekili, davalıdan 2007 yılında ödenen 100.000,00 TL tazminatın güncellenerek yasal faizi ile tahsilini istemiştir. 27.07.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 100.000 TL.lik talep neticeten 241.802,75 TL.ye çıkartılmıştır.
Davalı vekili BK.daki bir yıllık ve iki yıllık sürenin geçmesi nedeniyle öncelikle zamanaşımı yönünden, ayrıca davacının bozma kararından sonra açmış olduğu davada kötüniyetli olduğu, paranın iadesi talebini kabul etmemiş olmakla BK 52.maddesine göre zararın artmasında ağır kusuru bulunduğu, temerrüt ihtarı bulunmadığı; ayrıca, tedbir kararı ile eczanenin kiraya verilmesini 10 yıldır engellemiş olmakla davalının zararı hesaplanarak takas ve mahsup yapılarak ve davacının ağır kusurlu olması nedeni ile sadece 100.000 TL.nin ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden söz edilerek zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 19.04.2016 tarihli keşif sonucunda düzenlenen 26.04.2016 tarihli raporda 100.000 TL.nin birleştirilen 07.01.2016 dava tarihine göre denkleştirici adalet ilkesine göre 241.802,75 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı vekilinin 09.01.2017 tarihli duruşmadaki beyanı da nazara alınarak, asıl dosyası olan 2015/732 E. sayılı dava dosyasında davalı aleyhine açılan davanın reddine, birleştirilen Konya 1. As.H. Mahkemesinin 2016/23 E.- 2016/3 K. sayılı dosyasında davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile 207.000,00 TL"den 100.000,00 TL"sinin dava tarihinden, 107.000,00 TL"nin ise ıslah tarihi olan 27/02/2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Her ne kadar mahkemece davacı vekilinin 09.01.2017 tarihli duruşmadaki beyanı da nazara alınarak birleştirilen dava yönünden karar verildiği belirtilmiş ise de: Davacı vekili, duruşma tutanağına geçirilen 09.01.2017 tarihli oturumdaki beyanında öncelikli olarak bilirkişi raporunda belirlenen değere göre aynen ifa ve tazminat talebinin kabulüne mahkeme aksi kanaatte ise bilirkişi raporunda belirlenen 207.000,00 TL üzerinden bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekilinin talebinin bir kısmından feragat ettiğine dair beyanının sonuç doğurabilmesi için bunun yöntemine uygun biçiminde duruşma tutanağına yazılıp, imzalattırılması gerekir. Ayrıca, davacı vekili 19.04.2016 tarihli keşif sonucu düzenlenen 26.04.2016 tarihli bilirkişi raporu sonrasında 27.07.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle harcını vererek birleştirilen dava dosyasındaki talebini 241.802,75 TL olarak ıslah etmiştir. Buna rağmen birleştirilen davanın ıslah talebine uygun olarak 241.802,75 TL üzerinden kabulü gerekirken, 207.000,00 TL üzerinden kabulü doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.