Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/10689 Esas 2017/2460 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10689
Karar No: 2017/2460
Karar Tarihi: 03.05.2017

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/10689 Esas 2017/2460 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/10689 E.  ,  2017/2460 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 12/07/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 04/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, hizmet kusuru nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki yapılan yargılamanın son oturumunda hüküm olarak; "Davacının davasının KISMEN KABULÜNE" şeklinde karar verilmişken, daha sonra yazılan gerekçeli kararda; ""Davacının davasının, kısmen kabulü ile talep edilen 5.000,00TL"den, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 4.050,00TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 950,00TL"nin reddine,"" denilmiş ve böylece kısa kararla gerekçeli karar arasında açık bir çelişki ortaya çıkmıştır.
    HMK"nın 297/2 maddesi uyarınca; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümde, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu yön kamu düzenine ilişkindir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 10/04/1992 gün ve 7/4 sayılı kararı ile; kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunması halinin bozma nedeni oluşturacağı ve bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi giderme koşuluyla vicdani kanaatine göre karar verebileceği belirtilmiştir.
    Mahkemece, yukarıda gösterilen kurallar gözetilmeksizin kısa kararda "davanın kısmen kabulüne" karar verildiği halde kabul miktarının belirtilmemiş olması HMK 297/2 maddesi karşısında usul ve yasaya uygun değildir.
    Mahkemece kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasındaki çelişkinin giderilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 03/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.