11. Hukuk Dairesi 2019/264 E. , 2019/7545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/04/2017 tarih ve 2014/593 E.- 2017/369 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/10/2018 tarih ve 2017/1187 E.- 2018/1078 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin internet sitesinde fotoğrafları gösterilerek üretimi yapıldığı iddia edilen madenci kurtarma kabinleri ve dikdörtgen ve sigma kesitli hiberbarik oksijen tedavi odalarının, davalı şirket tarafından değil müvekkili tarafından üretildiğini, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiğini, bu durumun mahkeme aracılığı ile yapılan delil tespiti sonucu belirlendiğini, davalının delil tespiti sonrasında, internet sitesindeki fotoğraflar üzerindeki müvekkili firmanın işareti olan "..." yazısını sildiğini ancak fotoğrafların yayınlanmaya devam ettiğini, davalının müvekkili tarafından projelendirilerek üretilen cihazları kendisi yapmış ve üretmiş gibi piyasaya tanıttığını ileri sürerek, davalının anılan eylemlerinin haksız rekabet olduğunun tespitini ve hükmün ilanını, haksız rekabetin men"ini ve internet sitesinin yayınının durdurulmasını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin ürünlerin tasarım, mühendislik ve mukavemet hesaplamaları konusunda bilgi ve tecrübesi olmadığı gibi dava konusu edilen ürünleri imal edecek üretim alt yapısına ve kapasitesine sahip bir imalathanesinin bulunmadığını, ürünlerin tasarım ve her türlü projelendirmesinin müvekkiline ait olduğunu, davacının dava konusu ürünlerin sadece satışını gerçekleştirdiğini, davacının maddi zararının doğmadığını ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının internet sitesinde yer alan görüntülerde davacı firmanın "..." ibareli işaretinin bulunduğu ürünlere yer verildiği, davacının, davalıya ait ürünleri kendi internet sitesine koyması nedeniyle "dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlarda bulunma" ve "başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yaralanma" eylemlerinde bulunduğu ve dolayısıyla haksız rekabete yol açtığı, davalının herhangi bir satış yapmadığı ve gelir elde etmediğinden davacının uğradığı bir maddi zararın bulunmadığı, bu nedenle maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı, ancak kişilik haklarının zedelendiği dolayısıyla manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalının davacı firma işareti "..." ismini taşıyan ürünlere ve davacının ürettiği hiperbarik oksijen tedavi ünitesinin resimlerine "..." adlı web sitesine koymak suretiyle oluşturduğu haksız rekabetin men"ine, maddi tazminat talebinin reddine, 1.000.00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, haksız rekabetin men"ine ilişkin hüküm bölümünün masrafı davalı tarafından karşılanmak üzere ulusal bir gazetede ilanına, karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; maddi tazminat koşullarının oluştuğu iddiası yönünden; davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri sonucu davacının, iktisadi menfaatinin muhtemel zarar görme tehlikesine maruz kalması nedeniyle maddi zarara uğradığı, davalının davanın açılmasından sonra iki adet ürün satışı yaptığı ancak uğranılan zarar miktarı davacı tarafça ispat edilemediğinden maddi tazminat miktarının belirlenmesinde dava konusu eylemin niteliği ve dava tarihine kadar sözkonusu ürünlerin satılmamış olduğunun nazara alınması gerektiği, manevi tazminatın düşük olduğu iddiası yönünden ise; dava konusu eylemin niteliği, haksız rekabete konu ürünün değeri, haksız rekabetin internet ortamında gerçekleştirilmesi nedeniyle ulaşması muhtemel tüketici kitlesi göz önüne alındığında takdir edilen manevi tazminatın düşük olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ve yeniden hüküm kurularak, davanın kısmen kabulü ile, davalının üzerinde davacı unvanı ile benzer nitelikteki “...” ibaresini taşıyan oksijen tedavi ünitesi ürününün fotoğraflarını “...” adlı web sitesine koymak suretiyle oluşturduğu haksız rekabetin tespit ve men’ine, 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, gideri davalıdan alınmak üzere hükmün kesinleşmesinden sonra hüküm özetinin ulusal bir gazetede ilanına, karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı yanın temyiz istemi yönünden; İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355. ve devamı maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı yanın temyiz istemi yönünden ise; HMK"nın 6763 sayılı Kanunun 42. maddesi ile değişik 362/1-a maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL"yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Bu miktar, HMK"nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi itibariyle 47.530.- TL"dir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararında kabul edilen 10.000.- TL maddi ve 10.000.- TL manevi tazminat olmak üzere toplam 20.000.- TL’nin yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar hükümde haksız rekabetin tespit ve men"ine de karar verilmiş ise de yerel mahkemenin buna yönelik kararı davalı tarafından istinaf edilmemekle kesinleşmiştir. HMK"nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması
gereken aynı Kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davalı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı yanın temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı yanın Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükme yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, alınmadığı anlaşılan 44,40 TL temyiz ilam harcı ile 218,50 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 27/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.