23. Hukuk Dairesi 2015/3639 E. , 2016/122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin davalı üyesinden aidat alacağının tahsili için ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/25136 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, davalının icra takibine yaptığı itirazında 10.08.2006 tarihinden itibaren 214 no"lu bağımsız bölümünün ..."a devrettiğini, tüm sorumluluğun bu kişiye geçtiğini belirterek borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı tarafından kooperatif hissesinin devredildiği hususu ile ilgili müvekkiline bildirim yapılmadığını, davalının 2006 yılı Haziran ayından itibaren 2007-2008-2009-2010-2011 ve 2012 yılları Eylül ayına kadar kooperatife olan aidat borcunun faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğini, davalının bağımsız bölümünü üçüncü kişiye devrettiği hususundaki iddiasını müvekkili kooperatife karşı ileri süremeyeceğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, usulden reddi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin 214 no"lu bağımsız bölümü kooperatif hisse devir sözleşmesi ile ..."a devrettiğini, kooperatife de 06.04.2007 tarihli dilekçenin verildiğini, müvekkilinin kooperatife olan aidat borçlarından sorumlu tutulamayacağını, davanın ..."a ihbar edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava dışı ... ile yaptığı kooperatif hisse devir sözleşmesinin bu iki kişi arasında geçerli olsa dahi kooperatife karşı ancak usulüne uygun yapılan bildirim ve yönetim kurulunun aldığı karar ile hüküm ifade edeceği, davalı tarafça kooperatife bildirim yapıldığı ve yönetim kurulunun bu hususta karar aldığının ispat edilemediği, kooperatif kayıt ve belgelerinde davalının kooperatif üyesi olarak gözüktüğü, davalının kooperatife karşı aidat borçlarından sorumlu olduğu, davacının 2006 yılı Haziran ayından itibaren aidat talebinde bulunduğu, icra takibine Ekim 2012 yılında geçtiği, kooperatif aidat alacağının tahsili için uygulanması gereken zamanaşımının 5 yıl olduğu, Ekim 2012 yılından geriye doğru gidildiğinde davacının 2006 yılı Haziran ayı ile 2007 yılı Eylül ayı da dahil olmak üzere talep ettiği aidat alacağının zaman aşımına uğradığı, davalının bu talep yönünden zaman aşımı itirazının yerinde olduğu, davacı tarafın takibinde kooperatif genel kurul kararlarına göre hesap edilen oranlarda faiz talebinde bulunduğu, ancak Borçlar Kanunu"nun 120. maddesine göre davacının talep edebileceği faizin bilirkişi tarafından hesaplandığı, 7.600,00 TL"lik alacağın 1.600,00 TL"lik kısmının zamanaşımına uğradığı, davacının davalıdan talep edebileceği asıl alacağın 6.000,00TL, işlemiş faizinin 2.745,00 TL olduğu gerekçesiyle, itirazın kısmen iptali ile; 6.000,00 TL asıl alacak, 2.745,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.745,00 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve değişiklikleri ve icra takip giderleri ile birlikte tahsiline imkan verecek tarzda itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid olup davalı itirazında haksız olduğu gerekçesiylede asıl alacağın % 20"sine karşılık gelen 1.200,00 TL inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, davalının %20 tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.