14. Hukuk Dairesi 2021/280 E. , 2021/2245 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.03.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.06.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların maliki olduğu 1131 parsel sayılı taşınmazda mevcut yolun yetersiz olduğunu belirterek, l133 parsel sayılı taşınmazdan 6 metre genişliğinde geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 1131 parsel sayılı taşınmaz lehine 1133 parsel sayılı taşınmaz aleyhine, fen bilirkişisinin krokili raporunda A harfi ve B harfi ile gösterilen toplam 31,12 metrekarelik alandan geçit hakkı kurulmasına ilişkin hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06.03.2019 tarihli, 2016/8035 Esas, 2019/2069 Karar sayılı ilamı ile ‘’... dava geçit hakkı kurulması istemli olup mahkemece dava kabul edilmiş olmakla, dosyanın tetkikinde davacının mevcut yolunun olduğu anlaşılmıştır.
Davalıya ait, üzerinden davacı taşınmaz lehine geçit kurulmasına karar verilen 1133 parsel sayılı taşınmazın karar tarihinden sonra 12.01.2018 tarihinde ..."a satıldığı, davalının taraf sıfatının kalmadığı, yeni malikin ise davada taraf olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, davacı tarafa 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi hatırlatılarak sonuca göre işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.’’ gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile, davacılara ait 1131 parsel lehine davalıya ait 1133 parsel sayılı taşınmaz aleyhine olacak şekilde kadastro bilirkişisinin 13/11/2015 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 16,23, (B) harfi ile gösterilen 14,89 olmak üzere toplam 31,12 m2 alanda geçit hakkı tanınmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu" ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
Somut olaya gelince; dava konusu 1131 parsel sayılı taşınmazın krokide yola cephesinin bulunduğu görülsede mevcut yolun genişliği 1,87 m olduğundan tarım aletleri buradan geçemeyeceğinden davacı 1131 parsel sayılı taşınmazın nisbi geçit ihtiyacı içinde olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 13.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda; krokide (A) harfi ile gösterilen 16,23 metrelik kısmın 3 m genişliğinde, B ile gösterilen 14,89 metrelik kısmın ise 4 metre genişliğinde olduğu belirtilmiştir. 26.11.2015 tarihli ziraat bilirkişi raporunda davacının çiftçilikle uğraştığı, 1131 parselden ürünlerini taşıyabilmesi için 1,87 m genişliğindeki yolun yetersiz olduğu kadastro bilirkişinin raporunda (A) harfi ile gösterilen yolun 3 m genişliğinde olması nedeniyle yeterli olmayacağı ve 4 m genişliğindeki B ile gösterilen kısımdan geçit hakkı kurulabileceği belirtilmiştir.
22.10.2019 tarihli inşaat bilirkişi raporu ve 10.02.2020 tarihli ek inşaat bilirkişi raporlarında ise (A) harfi ile gösterilen 3 metrelik yolun 4 m olması halinde (B) harfi ile gösterilen ek 14,89 metrelik alanlı diğer güzergahın bedeli hesaplanmıştır. Mahkeme gerekçesinde geçidin enine ilişkin yapılan açıklamada çiftçilikle uğraşan davacıların kullandığı tarımsal aletlerin 3 m genişlikte olması bu aletlerin yol kenarındaki davalıya ait yapıya çarpmadan geçmesi için davacılara 4 m genişliğinde yol verilmesi gerektiğinden bahsedilmiştir.
Hükmün sonuç kısmında ise; 13.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda krokide (A) harfi ile gösterilen 16,23 metre ve B ile gösterilen 14,89 metre olmak üzere toplam 31,12 metrelik alandan geçit hakkı tanınmasına karar verilmiş olup söz konusu fen bilirkişi raporunda geçidin eni 7 metredir.
Yine hükmün sonuç kısmında depo edilen geçit hakkı bedeli 10.02.2020 tarihli ek inşaat bilirkişi raporuna göre (A) harfi ile gösterilen 3 metrelik yolun 4 m olması halinde (B) harfi ile gösterilen ek 14,89 metrelik alanlı diğer güzergahın bedelinden hesaplanmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere; mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında geçidin genişliği konusunda çelişki bulunmaktadır. Hükmün gerekçesinde geçit eninin 4 metre olarak belirtilmiş olmasına rağmen, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda geçit eninin 7 metre olduğu, bedel için esas alınan ek inşaat raporunda ise geçit eninin 4 metre olduğu görülmektedir. Mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek, bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Belirtilen bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesinin kararda dayanakları ile birlikte gösterilmesi ve infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.