20. Hukuk Dairesi 2019/5701 E. , 2020/1261 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 10/03/2020 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile davalı ... Yönetimi vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, Merkez ilçesi, ... mahallesi, ... mevkiinde yer alan 160 ada 7 nolu parsel ile 146 ada 10 nolu parsel taşınmazların tapuda davacıların murisleri adına kayıtlı oduğunu, haricen edindikleri bilgide söz konusu parsellerin 90"lı yıllarda davalı idare tarafından orman arazisi olarak tahsis edilmiş olduğunu ve yine davalı idare tarafından ağaç dikimi suretiyle ormanlaştırıldığını öğrendiklerini, mülkiyet hakkının gerek Anayasa ve yasalarla iç hukuk yönünden, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardan olduğunu, tüm bu nedenlerle davacıların maliki olduğu ve kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan ... ili, Merkez ilçesi, ... mahallesi, ... mevkiinde yer alan 160 ada 7 nolu parsel ile 146 ada 10 nolu parsel taşınmazların bedeli için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1500.-TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ise davasını ıslah ederek talebini 127.967,00.-TL"ye yükseltmiş ve ıslah harcını da yatırmıştır.
Davalı-birleşen dosya davacısı Orman Yönetimi vekili 08/03/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, birleşen davası ile ise Askeriye köyü sınırları içinde 160 ada 7 ve 146 ada 10 parsel numaralı taşınmazların kesinleşen orman tahdidi içinde kaldıklarından tapu kaytlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince davacılar vekili tarafından açılan davanın kabulü ile, 127.967,00.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen dava yönünden davanın kabulü ile, Askeriye köyü 160 ada 7 ve 146 ada 10 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptaline taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, taraf vekillerin istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince "Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasını ancak tapu maliki (veya mülkiyet hakkını kazandığını, kesinleşmiş mahkeme kararı ile kanıtlayan mal sahibi) açabileceği, davalı ... Müdürlüğünün birleşen 2016/389 Esas sayılı dava dosyası ile açmış olduğu tapu iptali ve tescil davası sonucu dava konusu taşınmazın tapu malikinin
değiştirebileceğinden, kamulaştırmasız el atma davasında, tapu iptal ve tescil davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasının gerektiği, tapu iptali ve tescil davasındaki yargılama sonucunda verilip kesinleşecek mahkeme kararına göre kamulaştırmasız el atma davasının sonuçlandırılması gerektiğinden, yerel mahkemece öncelikli olarak;
a) ... tarafından açılan ve birleşen 2016/30 Esas sayılı tapu iptali ve tesciline ilişkin dava dosyasının kamulaştırmasız el atma davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi,
b) Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davasında, Tefrik edilip ayrı esasa kaydedilecek tapu iptali ve tescil davasının sonuçlanıp kesinleşmesinin beklenmesi,
c) Kamulaştırmasız el atma davasında tapu iptali ve tescil davasının sonuçlanıp kesinleşen kararına göre yargılamaya devam edilip hüküm tesisi gerektiğinden, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile; HMK"nın 353/1-a-5 ve 6 maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/30 E. - 2017/283 K. ve 06/07/2017 tarihli kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine, kesin olarak karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz istemi ise, 12/9/2018 tarihli ek karar ile "davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK"nın 353/1-a-5 ve 6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak yerel mahkemesine iadesine kesin olmak üzere karar verildiğinden, davacılar vekilinin 29/08/2018 tarihli temyiz dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 346/1 maddeleri ve 362/1.a maddesi gereğince reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK.nın 353/1-a.maddesi:
" (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:...
5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına karar verilmiş olması,
6) Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması" hükümlerini emretmektedir.
Anılan madde hükmü uyarınca; ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince duruşma yapılmaksızın, "HMK"nın 353/1-a.5 ve 6. maddesi uyarınca, Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/30 E. - 2017/283 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine" karar verilmesi doğru görülmemiştir. Zira kanun koyucu; istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmasına gerek olup olmamasına göre ikili bir ayrım yapmış olup, sadece HMK"nın 353. maddesinde sayılan istisnai hallerde, bölge adliye mahkemesince duruşma yapılmaksızın karar verilmesi mümkündür. Maddede sayılan haller dışında ise istinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmalıdır. Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça yargılamanın duruşmalı olarak yapılması zorunludur. HMK"nın 353/1-a.5. maddesinde mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına karar verilmiş olması, 353/1-a.6. maddesinde ise "Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması" halinde bölge adliye mahkemesi esasa girmeksizin usule ilişkin karar vererek dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderebilecektir ve bu kararlar kesin niteliktedir. Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesinin 17/7/2018 tarih ve 2017/1563 E. - 2018/836 K. sayılı kararı 353/1-a.5 ve 6. maddelerine dayandırılmış olup, bu kapsamda; öncelikle bölge adliye mahkemesinin davacılar tarafından açılan tazminat davası birleşen Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının tefrik edilmesi ve tefrik edilecek dosyanın da akıbetinin beklenerek tazminat davasının sonuçlandırılması gerektiğine ilişkin değerlendirmesi incelenecektir.
04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı uyarınca, görülmekte olan bir davada, hukuki nitelendirme Hakime aittir.
Hakim, davada tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei talepleri ile bağlı olup, ileri sürdükleri kanun hükümleriyle ve tavsifleriyle bağlı değildir.
Davacı yanın açmış olduğu tazminat davasından sonra Orman Yönetimi tarafından kesinleşen tahdide dayalı tapu kayıtlarının iptali ve tescil istemli dava açılmıştır. Yerel mahkemece Orman Yönetimi tarafından açılan dava, tazminat davası ile birleştirilmiş, mahkemece de taşınmazların orman tahdidi içinde kadıkları tespit edilerek tapu kayıtlarının iptaline karar verilmiştir. Taşınmazların bulunduğu yörelerde orman kadastrosu 1980"li yıllarda yapılmıştır. 1959 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında tazminata konu taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğü gerçek kişiler adına oluşturulmuştur. Orman Yönetiminin açtığı tapu iptaline ilişkin kısım davacı tarafça temyiz edildiğinden henüz kesinleşmemiş ise de, Devlet ormanlarının özel mülkiyete konu olamayacakları, taşınmazların kesinleşen tahdit sınırları içinde kaldığını belirleyen yerel mahkeme kararına göre, arazi kadastrosu sırasında orman olan yere kadastro tutanağı düzenlenmesi ile bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının tazmininin gerektiği, davacıların bu zararından TMK’nın 1007. maddesi kapsamında Hazinenin sorumlu olacağı, davanın kamulaştırmasız el atmadan dolayı tazminat davası olarak değil, TMK nın 1007. maddesine göre açılmış tazminat davası olarak nitelendirilmesi gerektiği ve Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında ise şayet dava tüm tapu maliklerine karşı açılmışsa, taşınmazların tahdit içinde kalan kısımlarının tapu kayıtlarının iptaline karar verilmesi gerektiği açıktır. Bu durumda yerel mahkemece davacı tarafça açılan tazminat davası ile, Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptal davasının birleştirilerek görülmesinde yasa ve usule aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Yine tarafların ellerindeki delilleri mahkemeye sundukları, taraflarca gösterilen delillerin mahkemece dosyaya celbedildiği, ilk derece mahkemesince yazılan gerekçeli kararda toplanan delillerin neler oldukları ve nasıl değerlendirildiklerinin ayrıntılı olarak açıklandığı anlaşılmış olmakla; bu durumda bölge adliye mahkemesi kararında belirtildiği gibi "delillerin hiçbirinin toplanmaması veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi" suretiyle karar verilmiş olmasından da bahsedilemeyecektir. Özetle Bölge Adliye Mahkemesince; duruşma yapılmaksızın, somut uyuşmazlığın özüne aykırı olarak uygulanan HMK"nın 353/1-a.5 ve .6 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesinin verdiği kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine dair kesin olarak karar verilmiş olması doğru görülmemiş, anılan eksikliklerin giderilmesi için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17/7/2018 tarih, 2017/1563 E. - 2017/1563 K. nolu ilamının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, temyiz isteminin reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi ek kararının kaldırılarak; temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın bir örneğinin de ilk derece mahkemesine gönderilmesine, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.540,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/03/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.