21. Hukuk Dairesi 2016/1213 E. , 2017/3432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde 01.02.2004-02.10.2014 tarihleri arasında en son aylık 1.930,00 TL ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.02.2004 ile 02.10.2014 tarihleri arasında en son aylık net 1930 TL ücretle davalıya ait işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece,01.04.2005 öncesi yönünden hak düşürücü süre nedeniyle tespitin mümkün olmadığı,davacının isteğe bağlı sigortalı olduğu dönem yönünden sigortalı hizmet talebinin tespite konu edilemeyeceği ve dinlenen tanıkların beyanlarına itibar edilmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı ..."a ait 1205100 sicil numaralı işyerinin fason perde dikimi işinden 29.02.2012 tarihinde kanun kapsamına alındığı, davacı adına Kuruma bildirilen hizmet olmadığı,davacının 01.04.2005-30.03.2006 tarihleri arasında 1029708 sicil numaralı dava dışı ... Ltd.Şti unvanlı işyerinden çalışmasının bildirildiği, 21.12.2010-31.07.2012 tarihleri arasında isteğe bağlı sigorta kaydı olduğu ,davalı işyerinden çalışması bildirilen tek bordro tanığının ve komşu işyeri araştırması ile tespit edilen tanıkların dinlendiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi gereği hizmet tespitine ilişkin bu tür davaların 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Aynı maddede; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların çalıştıklarını, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür.
Somut olayda; davacının dava dışı işyerindeki çalışmaları sebebi ile 01.04.2005 öncesindeki taleplerinin hak düşürücü süreye uğradığı yönündeki tespit yerindedir. Ancak, özellikle davalı işyerinin bulunduğu işhanında komşu işyeri sahibi/çalışanı olduklarını beyan eden davalı tanıklarınca davacının davalı işyerine gidip geldiği belirtilen 2 yıllık dönem bakımından yeterli araştırma yapılmaksızın karar verildiği görülmektedir. Öte yandan , davacının isteğe bağlı sigortalı olduğu dönem bakımından sigortalı hizmet talebinin tespite konu edilemeyeceği belirtilmişse de , 506 sayılı Yasa’nın 85. maddesi uyarınca isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı durumlarda "... kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren" isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmesi gerektiği Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşik içtihatları gereğidir.
Yapılacak iş, 30.03.2006 -02.10.2014 tarihleri arasında ,özellikle tanık beyanlarında belirtilen 2 yıllık dönem bakımından işin esasına girilerek, ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri ayrıntılı şekilde tekrar araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
24.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.