23. Hukuk Dairesi 2014/11195 E. , 2016/116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ . Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen 2010/766 E. sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2010/498 E. sayılı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen 2010/766 E. sayılı davada davacı-birleşen 2010/498 E. sayılı davada davalı vekilince duruşmasız, asıl ve birleşen 2010/766 E. sayılı davada davalı-birleşen 2010/498 E. sayılı davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen 2010/766 E. sayılı davada davalı-birleşen 2010/498 E. sayılı davada davacı vekili Av. .... ile asıl ve birleşen 2010/766 E. sayılı davada davacı-birleşen 2010/498 E. sayılı davada davalı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı arsa maliki vekili, dava dışı önceki yükleniciye davalı yüklenici tarafından ödenmesi gereken imalat bedelinin müvekkili tarafından ödenmesi sebebiyle rücuen tazminat; birleşen 2010/766 E. sayılı davada, gecikme nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur.
Birleşen 2010/498 E. sayılı davada davacı yüklenici vekili, müvekkili yüklenicinin imalatları tamamladığı halde kendisine isabet eden daire tapularını alamadığından bahisle tapu iptali ve tescili isteminde bulunmuştur.
Mahkemece; arsa maliki kooperatif ile dava dışı yüklenici ... arasında görülen davanın işbu davadaki davalıya ihbar edildiği, yargılama sonucunda alacağa hükmedildiği ve bu alacağın arsa maliki kooperatif tarafından ödendiği, iş bu davanın tarafları arasındaki sözleşmenin 5. maddesi gereği arsa malikinin bu alacağı davalı yükleniciden isteyebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin gecikme cezası başlıklı 10.3. maddesine göre, arsa malikinin rayiç kira bedeli isteyebileceği, yüklenici edimlerini tam olarak yerine getirmediğinden tapu iptali ve tescil talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, asıl ve birleşen 2010/766 E. sayılı davaların kabulüne, birleşen 2010/498 E. sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl davada hüküm altına alınan bedelin, ödeme tarihlerinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki, hüküm altına alınan bedel, taraflar arasındaki 13.03.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 5. maddesi uyarınca yüklenici tarafından ödenmesi gerekli olup, bu bedeli ödeme yükümlülüğünün sözleşmeden kaynaklandığı konusunda şüphe bulunmamaktadır. Böyle bir alacak yönünden ise faizin, borçlunun temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren başlatılması gerekir (TBK 117, BK 101. madde). Dosya kapsamında bulunan davacı tarafından çekilen 06.03.2009 tarihli ihtarname ile davalının da bildiği bedelin 7 gün içinde ödenmesi istenmiş olmakla, ihtarın tebliğ tarihini takip eden 7. gün sonunda davalı yüklenicinin temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Şu halde, ihtarnamenin tebliğ tarihi ve verilen süre dikkate alınarak, asıl davada hüküm altına alınan alacağa faiz yürütülmesi gerekirken, taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu gözden kaçırılarak, ödeme tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Birleşen 2010/766 E. sayılı dava dosyasında ise; taraflar arasındaki 02.09.2005 ve 12.03.2007 tarihli sözleşmeler ile belirlenen sürelerde yüklenicinin işi teslim edimini yerine getirmediğinden bahisle temerrüde düştüğü ileri sürülerek, gecikme tazminatı isteminde bulunulmuştur. Yüklenici, inşa ettiği binalardaki arsa sahibi kooperatife isabet eden bağımsız bölümleri sözleşmeye uygun olarak imal etmekle yükümlü olduğu gibi aynı zamanda teslim de etmek zorundadır. Somut olayda, 02.09.2005 tarihli sözleşme konusu olan 38901 ada 1 parselde yapılan inşaatın yapı kullanma izin belgesi 19.02.2010 tarihinde alınmış ancak, bağımsız bölümlerin hangi tarihlerde teslim edildiği tespit edilmeden yapı kullanma izin belgesi tarihine kadar gecikme tazminatı hesabı yapılmıştır. Oysa, sözleşme uyarınca, yapı kullanma izin belgesi alınması yeterli olmayıp, aynı zamanda bağımsız bölümlerin teslimi de gerektiğinden, yasal ve kullanılabilir olmak koşuluyla, yapı kullanma izin belgesi alınmasından önce veya sonraki teslim tarihi saptanarak bu tarihe kadar gecikme tazminatı hesaplanmasında zorunluluk bulunmaktadır.
Kullanılabilir bir bağımsız bölümün, teslim suretiyle arsa sahibinin tasarrufuna terkedilmesinden sonra, artık arsa sahibinin bu bölümleri kullanamamasından dolayı bir zararı olmayacağı açıktır. Bunun yanında, dosyada mevcut muhtelif teslim tutanakları ile bazı dairelerin eksiksiz ve kusursuz oldukları belirtilerek arsa sahibi kooperatif üyelerine teslim edildiği görülmektedir. Az yukarda belirtilen ilke uyarınca yapılacak hesapta bu teslim tarihlerinin de gözden kaçırılmaması gerekmektedir.
Son olarak, birleşen 2010/498 E. sayılı dosyada, davacı yüklenici, edimlerini yerine getirdiğinden bahisle 17 adet bağımsız bölümün adına tescilini talep etmiştir. Ne var ki, gerek asıl, gerekse birleşen 2010/766 E. sayılı dosya içerikleri gereği yüklenicinin edimlerini henüz ifa etmediği ortadadır. Fakat, gerek bu dosyalardaki borçlarını gerekse diğer edimleri (örneğin, 12.03.2007 tarihli sözleşme konusu inşaatların iskân (yapı kullanma izin) belgesi alınması ) dikkate alınarak, toplam alacak ve fer"ileri nazara alınarak, tümünü teminat altına alacak kadar bağımsız bölüm ile ilgili talebin reddi ile diğer bölümler yönünden tescil kararı verilebileceği hususu tartışılmaksızın davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Izah edilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün her iki yan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.100,00 TL vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak, birbirlerine ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.