19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/964 Karar No: 2016/5352
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/964 Esas 2016/5352 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2016/964 E. , 2016/5352 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vek. Av. ... ile davalı ... vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında: ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 04/06/2014 gün ve 2013/263 E. - 2014/301 K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 30/09/2015 gün ve 2015/7471 E. - 2015/11672 K. sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu 24.08.2012 tarihli protokolün davalıya tehdit ve manevi baskı altında imzalatılıp imzalatılmadığı noktasında toplanmaktadır. Anılan protokolde davacının davalıya ev alırken 70.000 TL borç verdiği ve buna ilişkin olarak 31.08.2012 tarihli çekin düzenlendiği açıkça belirtilmiş olup kural olarak yazılı belgeye karşı ileri sürülen iddia ve savunmaların da 6100 sayılı HMK"nun 201. maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlanması gerekmekte ise de tehdit ve manevi baskı savunması bu kuralın istisnalarından olup tanıkla ispatı mümkündür. Nitekim yerel mahkemece de davalı tanıkları bu çerçevede dinlenmiştir. Ne var ki, dinlenen tanık beyanlarında yer alan ifadeler dava konusu protokolün tehdit ve baskı altında imzalandığını kabule yeterli ve inandırıcı görülmemiştir. Zira davacıyla davalının konuşmalarının resmi bir kurumda davalının çalışma yerinde yapıldığı ve böyle bir ortamda tehdit veya manevi baskının söz konusu olması halinde davalının orada bulunan diğer çalışanlardan yardım istemesinin mümkün olduğu, kaldı ki sonradan da Cumhuriyet Savcılığı"na şikayette bulunulabileceği, oysa davalının böyle bir şikayetine rastlanmadığı dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Öte yandan davalının kayın biraderi olan davacının davalıya iş yerindeki görüşmesi sırasında “çocuğunu elinden alırız” şeklindeki sözlerinin velayet hakkının nez"ini gerektiren bir durum bulunmadıkça yasal olarak mümkün olmayan bir durumun ifadesinden öteye geçemeyeceği için tehdit olarak yorumlanması doğru değildir. Davalı, savunmasının kanıtı olarak protokolün aksine yazılı bir delil de sunamamıştır. Bu durumda mahkemece davanın kabulü gerekirken oluşan ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekirken ilamda yazılı nedenlerle onandığı anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairemizin 30.09.2015 gün ve 2015/7471 esas, 2015/11672 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün yukarıda belirtilen gerekçelerle BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin harcın istek halinde iadesine, 24/03/2016 oyçokluğuyla karar verilmiştir.
KARŞI OY YAZISI
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun karar düzeltme talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulması şeklinde gerçekleşen kararına muhalifim. 24.03.2016