23. Hukuk Dairesi 2015/6564 E. , 2016/111 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen kooperatif üyeliğinin tespiti, taşınmazın tescili, mümkün olmaz ise bedelinin tahsili davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı ve birleşen davada davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olan dava dışı ...’ın hissesini 27.10.2000 tarihli hisse devri senedi ile devraldığını, davalı kooperatife üyelik kaydının yapılması için 03.01.2001 tarihinde ihtarda bulunulmasına rağmen kaydının yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespiti ile üyeliğinin tesciline, devre konu taşınmazın veya bunun mümkün olmaması halinde muadili bir taşınmazın müvekkili adına tesciline, bunun da mümkün olmaması halinde devre konu taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile bu miktarın faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 15.09.2011 tarih ve 301 E., 297 K. sayılı ilamıyla, iddia ve savunma karşısında, işbu davada verilecek kararın ortaklığını devreden dava dışı ...’ın hukukunu doğrudan ilgilendireceği kuşkusuz olup, mahkemece, davacı vekiline dava dışı devreden ... aleyhine, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre davalı kooperatif nezdinde bulunan haklarını davacıya devrettiği ve davalı kooperatifin ortağının davacı olduğuna dair dava açması için önel verilmesi, dava açıldığında işbu dava ile birleştirilmesi, iddianın ve savunmanın birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön düşünülüp usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan, doğrudan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediği belirtilmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalının kooperatifteki üyelik haklarını hisse devir sözleşmesiyle devraldığını, devir sözleşmesi sırasında davacının üye olduğunu ileri sürerek, devir tarihi itibariyle davalının üye olduğunun tespitine, davalı ile müvekkili arasında yapılmış devir sözleşmesine göre devrin anasözleşmeye ve yasaya uygun olduğunun tespitine ve müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalı kooperatifin üyesi olan davalı ..."ın hissesini 27.10.2000 tarihinde noterde düzenlenen hisse senedi devir sözleşmesi ile davacıya devrettiği, davacının ilk devralan olduğu, söz konusu ortaklığı devreden ortak ..."ın davacıya karşı devir sözleşmesinin feshi davası açtığının savunulmamasına göre pay devir sözleşmesi noter tarafından düzenlenmekle aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi belge niteliğinde olup bu durumun kooperatife bildirildiği, Kooperatifler Kanunu"nun 14/2. maddesi uyarınca davacının ortak olma niteliklerini taşıdığının anlaşılması karşısında davacının ortaklığa kabul başvurusunun hissesini devreden ortağın borçları ve hisse üzerinde bulunan haciz ile ilişkilendirilerek reddedilmesinin mümkün olmadığı, ilk devralan durumunda bulunan davacının devirden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olduğu, fakat bu sorumluluğun oluşabilmesi için kooperatif tarafından davacıya borcun bildirilmesi gerektiği, dolayısı ile açıklanan yasa hükümleri doğrultusun da davacının ortaklık payını 27.10.2000 tarihinde devralmış olmakla bu tarih itibariyle ortaklığın tespitinin gerektiği, kooperatif üyeliğinin devrinin, mutlaka o üyeye ait veya tahsisi yapılmış dairenin de devrini gerektirmeyeceği ve üyeliğin ve mülkiyetin devrinin ayrı hususlar olması sebebiyle davacının kooperatif üyeliğinin tespitinden sonra Kooperatifler Kanunu"nda düzenlenen üyeliğin gereklerini yerine getirmesi gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı kooperatife ortak olduğunun tespitine, diğer hususlardaki davacı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden asıl davada davalı ve birleşen davada davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.