22. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/21761 Karar No: 2019/19777 Karar Tarihi: 23.10.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/21761 Esas 2019/19777 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Alacak davası sonucunda davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesi yanlış olduğu gerekçesiyle temyiz talebi yapılmıştır. Mahkeme, icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerektiğini belirtmiştir. Tartışmalı bir alacak söz konusu olduğundan likit bir alacaktan bahsedilemez. Bu nedenle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek hüküm düzeltilerek onanmıştır. Kanun Maddeleri: İcra ve İflas Kanunu’nun 97, 99, 106, 106a, 107, 108, ve 109’uncu maddeleri.
22. Hukuk Dairesi 2016/21761 E. , 2019/19777 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez. Şayet alacak tartışmalı ve yargılamayı gerektiriyorsa likit olduğundan söz edilemez. Somut olayda, davacının itirazın iptali davasına konu ettiği ücret alacağının olup olmadığı ve temel ücret miktarı tartışmalı olup, gerçek durum yargılama ile ortaya çıkarılmıştır. O halde ortada likit bir alacağın varlığından söz edilemez. Bu nedenle, Mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Hüküm fıkrasında yer alana "Asıl alacağın %20"si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," şeklindeki bendin çıkarılarak yerine; "Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.