5607 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/13091 Esas 2021/3642 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/13091
Karar No: 2021/3642
Karar Tarihi: 09.03.2021

5607 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/13091 Esas 2021/3642 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen hükmü inceleyerek, yeni düzenlemelerin sanık lehine hükümler içermesi ve kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale gelmesi nedeniyle yerel mahkemenin yasal koşulların oluşup oluşmadığını saptayarak uygulama yapma görevine sahip olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra, suçun üst sınırının iki yılın altında olması nedeniyle basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği, ancak Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı verildiği için sanık lehine sonuç doğuran düzenlemelerin uygulanması gerektiği belirtildi. Son olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine ilişkin objektif koşullar bulunmadığı ve kamu zararından haberdar edilmediği için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği belirtildi.
Kanun Maddeleri:
- 5607 Sayılı Kanun: 3/22. Madde, 5/2. Madde ve Geçici 12. Madde
- 5237 Sayılı TCK: 7. Madde
- 6455 Sayılı Kanun ve 7188 Sayılı Kanun: 251/1. Madde ve Geçici 5/1-d. Madde
- 7242 Sayılı Kanun: 61. Madde ve 63. Madde.
7. Ceza Dairesi         2018/13091 E.  ,  2021/3642 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    1. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2. Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde düzenlenen suçun üst sınırının iki yılın altında olduğu gözetilerek; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi"nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’nda yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    3. CMK"nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müsessesesine objektif koşullar bakımından engel hali bulunmayan, talimatla alınan savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden ve zararı karşılamaya hazır olduğunu beyan eden sanığın, talimat evrakı ekinde KEMT varakası bulunmadığından kamu zararından haberdar olmadığı anlaşılmakla; dava konusu eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler miktarın kamu zararı olduğunun sanığa bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanununun 231/9 fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken zararın giderilmediğinden bahisle, subjektif şarta ilişkin bir değerlendirme de yapılmadan yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.