11. Hukuk Dairesi 2018/2242 E. , 2019/7531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/06/2017 tarih ve 2016/1068 E.- 2017/546 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 23/02/2018 tarih ve 2017/775 E.- 2018/182 K. sayılı kararın Yargıtay"ca Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 26.11.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin ortaklarından ve diğer davalı ile birlikte müdürü olan davalı ..."nin hissesini dava dışı ..."e devrederek ortaklıktan ayrıldığını, aldırılan denetim raporuna göre devir tarihinde kasa mevcudunun 306.000.- TL olarak kayıtlarda görünmesine rağmen fiilen bulunmadığını, müdürlük görevlerini gereği gibi yerine getirmeyen davalıların bu kasa açığından sorumlu olduklarını ileri sürerek 306.000.- TL"nin ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., dava dilekçesinde tarafına atfedilen hiçbir somut vakanın bulunmadığını, kendisinin tasarrufunda dava konusu tutarın bulunduğuna dair bir bulguya rastlanmadığı yönündeki bilirkişi raporu doğrultusunda savcılık tarafından hakkında takipsizlik kararı verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., işlerin fiiliyatta diğer davalı tarafından yürütüldüğünü, kendisinin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 30.07.2015 tarihi itibariyle kasa mevcudu olarak 306.000.- TL"nin davalıların uhdesinde kaldığına ve bundan dolayı davacı şirketin davalılarca zarara uğratıldığına dair iddiasının ve buna bağlı olarak davacı şirketin davalılardan bu sebeplerle alacaklı olduğunun kesin ve yeterli delil ve belgelerle ispatlanamadığı, davacı şirketin tek taraflı ve özel amaçlı olarak yaptırdığını beyan ettiği denetim firmasının raporunun ve tanık beyanlarının davacının bu iddialarını ve alacağının varlığını kesin olarak ispata yeterli olmadığı, nitekim söz konusu raporda dahi bu konuda davacı şirketin davalılardan bir alacağının olduğunun kesin olarak tespit edilip bildirilmediği, anılan raporda ilgili dönemin raporların net ve kati durum olmadığının sadece sunulan tespit ve kayıtlar neticesinde durum tespitinin yapıldığının açıkça belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun HMK"nın 353/(1)-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, limited şirket müdürü olarak görev yapan davalıların şirket kasasında görülen parayı iade etmemek suretiyle şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı sorumluluk davası olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı şirket müdürleri yönünden sorumluluk davası açılabilmesi için 6102 sayılı TTK"nın 618/3.c maddesi uyarınca yasada öngörülen nisapla alınmış bir genel kurul kararının bulunması gerekmekte olup bu husus dava şartıdır. Davacı şirket tarafından ortaklar kurulunca bu yönde alınmış bir karar sunulmadığından dava açma koşulu oluşmamış ise de bu husus yargılama aşamasında da tamamlanabilir. Bu durumda mahkemece öncelikle ortaklar kurulu tarafından bu yönde alınmış bir karar ibrazı için davacı tarafa mehil ve gerektiğinde kesin mehil verildikten sonra sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekirken bu eksiklik giderilmeden davanın esası hakkında verilen karara ilişkin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının resen BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.