Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/21884
Karar No: 2019/19753
Karar Tarihi: 23.10.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/21884 Esas 2019/19753 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı işyerinde üretim elemanı olarak çalıştıktan sonra bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti, hafta tatili çalışma ücreti taleplerinde bulunmuştur. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermiştir. Ancak, davalı tarafından yapılan temyiz itirazları yerinde değildir. Ücretin ispatlanması noktasında işverene belge düzenlenmiş mi diye araştırma yapılması gerekir, bordroların tamamının imzalı olmayışı dikkate alınarak davacının ücretinin tespitinde isabetsizlik bulunmasa da, davacının tanıklarının davalıya karşı açmış oldukları aynı mahiyette davaların bulunması ve dosyada davacı ve tanık iddialarını doğrulayan herhangi bir delilin de bulunmaması nedeniyle, değerlendirmenin hatalı olduğu belirtilerek karar bozulmuştur. İş Kanunu'nun 32. maddesinde genel anlamda ücret, bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması durumunda ise ücret, Borçlar Kanunu'nun 323. maddesi uyarınca tespit edilmelidir. İşçinin ücreti, kişisel özellikleri, işin niteliği, işyerinin özellikleri, emsal işçilere ödenen ücretler, örf ve adetler gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir. İş Kanunu'nun 8. maddesine göre işveren, işçi ile aralarında yazılı iş sözleşmesi yapmak zorundadır. İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücret
22. Hukuk Dairesi         2016/21884 E.  ,  2019/19753 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş yerinde 2007-2013 yılları arasında üretim elemanı olarak görev yaptığını, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeni ile alacakların ödenmesi için talepte bulunduğunu ancak bu nedenle iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti, hafta tatili çalışma ücreti taleplerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı davacının iş sözleşmesine haklı sebeple son verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacının aldığı ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37 nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır.
    Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8 inci ve 37 nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda; davacı taraf en son 1.700,00 TL net ücretle çalıştığını iddia ederken davalı ise davacının asgari ücretle çalıştığını iddia etmiştir. Dosya içerisinde bulunan bir kısmı davacı tarafından imzalanan ücret bordrolarında ücretin asgari ücret olarak belirtildiği anlaşılmıştır. Davacı tanıkları ise beyanlarında davalıya karşı davalarının bulunduğunu belirtmekle birlikte davacının 1.700,00 TL net ücret ile çalıştığını doğrulamışlardır. Anlatılanlar dışında da davacının ücreti hakkında dosyada bilgi bulunmamaktadır. Bu durumda davacının beş yılı aşkın hizmet süresi nedeni ile devamlı asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı oluşu ve bordroların tamamının imzalı olmayışı gözetilerek davacının ücretinin tespitinde bordrolarda belirtilen asgari ücretin dikkate alınmamasında isabetsizlik bulunmasa da davacının tanıklarının davalıya karşı açmış oldukları aynı mahiyette davalarının bulunması ve dosyada davacı ve tanık iddialarını doğrulayan herhangi bir delilin de bulunmadığı anlaşıldığından davacının 1.700,00 TL net ücretle çalıştığının kabulü ile alacak taleplerinin değerlendirilmesi de isabetli olmamıştır. Bu durumda yapılması gereken işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gitmektir. Bu husus gözetilmeden hatalı değerlendirme ve tespite dayalı bilirkişi raporuna itibar ile hüküm tesisi hatalı olup bozma sebebidir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi