Taraflar arasındaki "kıdem tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Malatya İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 05.08.2009 gün ve 2007/374 E -2009/352 K sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.02.2012 gün ve 2009/41443 E–2012/6359 K sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında; işin esasına girilmeden önce, bozma ve direnme kararları ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin kapsamı ve hükme konu miktar ve direnme kararı tarihi itibariyle, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HUMK)’nun 427.maddesi gereğince, temyize konu tazminat miktarı(1509,00 TL) gözetildiğinde, direnme kararına karşı temyiz yolunun açık olup olmadığı ön sorun olarak incelenmiştir.
Dava, kıdem tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Özel Dairece “yargılama aşamasında davacıya “ tazminat bedeli” adı altında 1.509,00 TL ödeme yapıldığı, bu ödeme belgesinin taraflara sorularak kıdem tazminatından mahsubunun değerlendirilmemesinin hatalı olduğu” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece anılan 1509,00 TL’nin mahsup edildiğinden bahisle direnme kararı verilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığa konu miktar 1509,00 TL’dir.
Bilindiği üzere, 21.7.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.7.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra Yerel Mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL olarak değiştirmiştir.
Sonraki yıllarda 5219 ve 5236 sayılı Kanunlarda öngörülen katsayılar çerçevesinde miktarlar giderek artmıştır. Buna göre, 01.01.2012 tarihinden 31.12.2012 tarihine kadar katsayı artışı sonucu uygulanması gereken kesinlik (temyiz edilebilirlik sınırı) "1.690,00 TL"dir.
Eldeki davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 13.06.2012 tarihinde, 5219 ve 5236 Sayılı Kanunlar gereği temyiz(kesinlik) sınırını 1.690,00 TL olarak değiştiren hükmü yürürlükte bulunduğuna göre 1.509,00 TL olan uyuşmazlığa konu miktar bu sınırın altında kaldığından, karara karşı temyiz yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8/son maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.05.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.