15. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/454 Karar No: 2015/5105 Karar Tarihi: 19.10.2015
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/454 Esas 2015/5105 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davacı, iş yaparak teslim ettiği hizmetin bedelinin ödenmediğini iddia ederken, davalı iş sahibi ise çekişme konusu olan noktanın iş bedelinin ödenip ödenmediği olduğunu savunmuştur. Yüklenicinin iş bedelini ispat ettiği kabul edilerek davacı alacağı belirlenmeli ve sonuçuna göre karar verilmelidir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.
15. Hukuk Dairesi 2015/454 E. , 2015/5105 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İstanbul/Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi :01.10.2014 Numarası :2012/785-2014/325
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı şirket yüklenici, davalılar ise iş sahibidir. Davacı yüklenici vekili, davalılara basım hizmeti verdiğini, davalılara fatura kesmesine ve faturada belirtilen mallar davalılara teslim edilmesine rağmen fatura bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsili amacıyla İstanbul 1. İcra Müdürlüğü"nün 2009/32904 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlu şirketin haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve %40"dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalılar iş sahibi vekili ise, davacı şirketin verdiği hizmetin bedelinin ödendiği belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. İstanbul 1. İcra Müdürlüğü"nün 2009/32904 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalılar aleyhine carî hesap alacağına istinaden 7.244,27 TL asıl alacak 7.518,78,23 TL işlemiş faiz olmak üzere 14.763,05,30 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 08.10.2009 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalıların 14.10.2009 tarihli dilekçeleri ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmasa dahi, işin yapıldığı taraflar arasında çekişme konusu olmadığına göre taraflar arasında sözlü bir sözleşme ilişkisi kurulmuş olduğunun kabulü gerekir. Taraflar arasında sözlü olarak kurulduğu anlaşılan sözleşme, kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü, yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. Somut olaya gelince; davacı yüklenici iş yapıp teslim ettiğini, ancak davalı iş sahibi tarafından iş bedelinin ödenmediğini iddia etmekte, davalı iş sahibi ise; işin yapılıp teslim edildiğini ve bedelinin çekle ve senetlerle ödendiğini, 2005 ve 2006 yılına ilişkin düzenlenen faturalardan dolayı borçlu bulunmadığını savunmaktadır. Taraflar arasında çekişme konusu olan husus; iş bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Ödemeyi kanıtlama yükü davalı iş sahiplerinde olmasına rağmen yanlış hukuki yorum ile davacı alacağının ispat edilmediğinden bahisle red kararı verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; davacı yüklenicinin iş bedelini ispat ettiği kabul edilerek davalı tarafından yapılan ödemeleri belirlemek ve buna göre davacı alacağını hesaplatmak ve sonucuna göre karar vermek, bu arada iş bedeli yargılama sonucu belirleneceğinden alacağın likid olmadığı da değerlendirilerek icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar vermekten ibaret olmalıdır. Aksine yorum ve düşüncelerle davacı tarafa ispat külfeti yükletilerek iş bedelinin ispatlanmadığı görüş ve düşüncesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.