Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/23-1853
Karar No: 2013/803
Karar Tarihi: 31.05.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/23-1853 Esas 2013/803 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2012/23-1853 E.  ,  2013/803 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Mengen Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 03/05/2012
    NUMARASI : 2012/70-2012/100

    Taraflar arasındaki “kooperatif ortaklığının tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mengen Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 21.07.2011gün gün ve 2010/365 E., 2011/304 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili ve mahkemece dahili davalı olarak nitelenen Muharrem Kabasakaloğlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 12.03.2012 gün ve 2011/2036 E., 2012/1843 K sayılı ilamı ile;
    (...Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı S.S..... İşyeri ve Konut Yapı Kooperatifinin Sanayi Sitesi ..Mah. No:..adresinde bulunan gayrimenkule ilişkin kooperatif hissesini kayıtlara işlenmeksizin dava dışı E. K."den devraldığını, kayıtlarda ise davalı Z.Ş."nin isminin yer aldığını, dava dışı E. K."nin davaya konu hisseyi dava dışı Ş. K."den devraldığını, hissenin davalı Z. Ş. adına kayıtlı olmasına rağmen aidat ödemelerini ve ortaklık ilişkilerini dava dışı Ş. K.nin yürüttüğünü, hisse sahibi olarak gözüken davalı Z. Ş.den davaya konu hisseyi devralmak amacıyla Mengen Noterliğine gittiklerinde, dava dışı anılan kooperatifin İller Bankasına borcu olduğundan bahisle devir işleminin gerçekleştirilemediğini, davacının hisseyi devralırken dava dışı E.K."a 20.000,00 TL ödediğini, 2006 yılından itibaren aidatlar ve emlak vergilerini davacının yatırdığını, taşınmaza ekmek fırını inşa ettiğini, öte yandan, davalı Z. Ş."in muvazaalı olarak davaya konu hisseyi dahili davalı M.K.ya devrettiğini ileri sürerek, dava dışı S.S. ..... İşyeri ve Konut Yapı Kooperatifi"nin 127 numaralı ortaklık hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Z. Ş. vekili, davanın reddini istemiş, dâhili davalı M. K. hukukumuzda davaya dâhil edilme müessesesinin bulunmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davaya konu dava dışı anılan kooperatifin 127 nolu hissesinin kayıtlarda davalı Z.Ş. adına gözüktüğü, harici devirlerin yapıldığı, hisse giderlerinin davacı tarafından karşılandığı ve hissenin son malikinin davacı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı Z. Ş. vekili ile dâhili davalı M.K. temyiz etmiştir.
    1-Dava, dava dışı S.S. ..... İşyeri ve Konut Yapı Kooperatifi’nin 127 nolu üyeliğinin davacı adına tescili istemine ilişkindir.
    Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, somut olayda olduğu gibi, ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu hallerde, bir dava açıldıktan sonra davalı tarafı değiştirmek ya da mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek, ıslah ile dahi mümkün değildir. Usul yasamızda davanın nasıl açılacağı gösterilmiştir. Sorumlu olanlardan biri hakkında dava açıldıktan sonra diğer bir sorumlunun harcı yatırılmayan dilekçe ile dâhili dava edilmesi ve hakkında hüküm tesis edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
    Bu durumda, mahkemece, yapılan açıklamalar ışığında, dâhili davalı gözüken M. K. hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    2-Davacı taraf, bu dava ile dava dışı S.S. ... İşyeri ve Konut Yapı Kooperatifi’nin hissedarı olarak gözüken davalı Z. Ş.’in gerçekte kooperatif ortağı olmadığı iddiasına dayandığına, dava ile davalı Z. Ş.adına dava dışı anılan kooperatifin pay defterinin 127 numarasında kayıtlı ortaklığın davacı adına tescil edilmesi istendiğine göre, dava dışı kooperatif ile davacı arasında kooperatif üyeliği konusunda muaraza bulunduğunun kabulü gereklidir. Kooperatif üyeliğine dair verilecek karar, davada taraf olmayan kooperatifin hukuki durumunu etkileyecektir.
    Bu durumda, mahkemece, davacı tarafa dava dışı kooperatif hakkında dava açması için uygun süre verilmesi, dava açılması halinde o dava ile işbu davanın birleştirilmesi ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan şekilde taraf teşkili yapılmaksızın, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
    3)Bozma nedenine göre, davalı Z.Ş. vekili ile dâhili davalı M.K.’nın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davalı Z.Ş. vekili ve dahili davalı M.K..
    HUKUK GENEL KURULU KARARI
    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kooperatif ortaklığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili ve dahili davalı M. K. tarafından temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili ve M. K. getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yerel mahkemece dâhili davalı olarak nitelendirilen M.K. hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir davanın bulunup bulunmadığı, ayrıca; kooperatif ortağı olarak kayıtlı olan davalı Z. Ş.’in gerçekte kooperatif ortağı olmadığı yönünde iddianın ileri sürülmüş olması nedeniyle dava dışı kooperatif hakkında da dava açması için davacıya uygun süre verilmesi ve dava açılması halinde o dava ile işbu davanın birleştirilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere, davacı, dava dilekçesinde tarafların kimler olduğunu belirtir ve dava, dava dilekçesinde gösterilen taraflar arasında devam eder. Ancak davanın açılmasından sonra, dava dilekçesinde gösterilen taraflarda değişiklik yapılması ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu değişiklik örneğin, taraflardan birinin dava sırasında ölmesinde veya dava yürürken dava konusunun devrinde olduğu gibi zorunlu (yasal) nedenlerle olabileceği gibi, davacının iradesine bağlı (iradi) değişiklik şeklinde de olabilir (Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2012, s.812).
    Zorunlu taraf değişikliği durumu halinde, yani; dava devam ederken, taraflardan birinin müddeabihi (dava konusu olan mal veya hakkı) bir başkasına temlik etmesi halinde davaya kim tarafından veya kime karşı nasıl devam edileceği, Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 186. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde; “Dava ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi ahara temlik ederse diğer taraf muhayyerdir. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından sarfınazar ederek müddeabihe temlik eden kimseye karşı dava eder. Bu suretle davayı kazanırsa mahkumunaleyh, müddeabihi kendisine temlik eden kimse ile beraber masarifi muhakemeyi kefaleti müteselsile ile vermeğe mahkum olur. Dilerse davasını müddeabihi ahara temlik eden taraf hakkında zarar ve ziyan davasına tebdil eder” şeklinde düzenleme içermektedir. Aynı yönde düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 125. maddesinde de yer almaktadır.
    Maddede geçen müddeabih, dava konusu yapılmış olan hak, eş söyleyişle, dava ile elde edilmek istenen sonuçtur. Anılan madde hükmü, müddeabihin dava sırasında el değiştirdiği bütün hallerde uygulanır. Dava açıldıktan sonra iki taraftan biri müddeabihi bir başkasına temlik ederse, diğer taraf, dilerse, temlik eden ile olan davasından vazgeçerek, davayı müddeabihi devralmış olan üçüncü kişiye teşmil eder; dilerse, müddeabihi başkasına temlik etmiş olan tarafla arasındaki davayı, zarar ve ziyan (tazminat) davasına çevirebilir.
    Davada taraflardan birinin müddeabihi bir başkasına temlik ettiğini öğrenen mahkemenin de, bu hali kendiliğinden gözeterek, seçimlik hakkına binaen davacıdan talebini sorması ve davacının vereceği cevaba göre muamele yapması gerekir. Davacının bu konudaki isteği tespit edildikten sonra, davaya ya yeni malike karşı ayın davası olarak devam edilecek ya da eski malik olan davalı hakkındaki davaya zarar ve ziyan (tazminat) davası olarak devam olunacaktır.
    Bu seçimlik hakkının hatırlatılması kuralı, kamu düzenine ilişkindir ve kanun yolu dahil yargılamanın her aşamasında yapılır (Yılmaz, a.g.e., s.819).
    Davalının, dava sırasında müddeabihi bir başkasına devretmesi üzerine, aynı davaya müddeabihi devralan üçüncü kişiye karşı devam edilmesini isteyen davacının, bu isteğini mahkemeye açıkça bildirmesi, başka bir deyimle davayı üçüncü kişiye teşmil etmesi gerekir. Bu talep üzerine, üçüncü kişi davada taraf (davalı) durumuna girer (eski davalının yerini alır). Bu halde davanın tarafları; davacı ile müddeabihi dava sırasında devralmış olan üçüncü kişidir. Eski davalı, artık davada taraf değildir; zira eski davalının davada taraf sıfatı kalmamıştır. Davacı ile yeni davalı arasında görülen bu dava, yeni bir dava olmayıp, davacı ile müddeabihi temlik etmiş olan eski davalı arasındaki davanın bir devamıdır (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, s.3802-3836).
    İradi taraf değişikliği halinde ise; bu durum davayı değiştirme anlamına geldiğinden, zorunlu taraf değişikliğinden farklı bir rejime tabidir. Mülga 1086 sayılı HUMK iradi taraf değişikliği hakkında açık bir hüküm içermemekle birlikte, yerleşik Yargıtay uygulaması ile genel olarak, davada iradi taraf değişikliğine izin verilmemiştir. Bu durumun özellikle usul ekonomisi açısından eleştirilere tabi tutulmasını dikkate alan yasa koyucu, 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi ile belirli haller de iradi taraf değişikliğine olanak veren bir düzenleme getirilmiştir .
    Anılan yasanın üçüncü fıkrasında “Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir” düzenlemesi getirilmiştir.
    Somut olayda yerel mahkemece, yukarıda açıklanan usul hükümleri gerekleri yerine getirilmeksizin M.K.’nun “davaya dâhil edilmesi” yönünde karar verilmesi yerinde bulunmamıştır.
    Öte yandan; dava konusu edilen kooperatif hissesi nezdinde bulunan dava dışı S.S. ... İşyeri ve Konut Yapı Kooperatifi’nin ortağı olarak kayıtlı olan davalı Z. Ş.’in gerçekte kooperatifin ortağı olmadığı şeklinde bir iddianın ileri sürülmesi ve dava sonucunda dava dışı kooperatife ortak olarak davacının kayıt edilmesine karar verilmesinin talep edilmesi nedeniyle; işbu davada kooperatif tüzel kişiliğinin de hasım olarak yer almasının gerektiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
    Genel kurul görüşmeleri sırasında birkısım üyelerce; dava dışı kooperatifin yanısıra, dava dilekçesinde kooperatif hissesinin gerçekte sahibi olduğu ileri sürülen Ş.K. ile davacıya harici olarak hisse devrini yapan E.K.isimli kişiler hakkında da dava açması için davacıya uygun süre verilmesi, dava açılması halinde o davalar ile işbu davanın birleştirilmesi gerektiği yönünde görüş belirtilmiş ise de, çoğunluk tarafından bu görüş kabul edilmemiştir.
    Bu itibarla; yukarıda açıklanan nedenlerle Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı Z. Ş.vekili ve dâhili davalı M.K.’nın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.05.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi