Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6484
Karar No: 2018/1096
Karar Tarihi: 22.02.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/6484 Esas 2018/1096 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/6484 E.  ,  2018/1096 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.02.2018 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaasından kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacılar, muris ..."in ilk eşinden çocukları olduklarını, murisin ... ... bulunan 5278 ada 2 parsel saylı taşınmazdaki 5, 9, 13 ve 17 nolu bağımsız bölümlerinin tamamı ile 16 ve 21 nolu bağımsız bölümlerdeki 1/2 payını mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde davalı ikinci eşine devrettiğini, davalının da anılan bağımsız bölümleri üçüncü kişilere sattığını ileri sürerek miras payları oranında tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, taşınmazların satış bedellerinin muris tarafından alınıp tasarruf edildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle 5, 9, 13, 17 ve 21 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, 01.04.1974 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında; saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların, görünürdeki satış sözleşmesinin 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 18. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 19.) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri ilkesi benimsenmiştir.
    Bu durumda, sözleşmenin şekil ve içerik yönünden geçersizliğinin ileri sürüldüğü muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davada öncelikle murisin gerçek irade ve amacı belirleneceğinden, muris muvazaası hukuksal nedeninden kaynaklanan bedel istekli davanın konusunun da taşınmaz olduğu, dolayısı ile böyle bir davanın taşınmazın aynına ilişkin bulunduğu kuşkusuzdur.
    Somut olayda, davaya konu taşınmazların ... ... İlçesinde bulundukları sabittir.
    Hal böyle olunca, taşınmazın aynına ilişkin davalarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun(HMK) 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Değinilen kesin yetki kuralı kamu düzeniyle ilgili olup, davanın her aşamasında mahkemece re"sen (kendiliğinden) gözetilmesi zorunludur.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.02.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-
    Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ... ... ilinde bulunan taşınmazlarını muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini, onun tarafından da bu taşınmazların üçüncü kişilere devredildiğini ileri sürerek muvazaalı işlemin tarafı olduğunu iddia ettiği davalıdan miras payları oranında tazminat isteminde bulunmuşlar, mahkemece davanın kabulüne ilişkin karar Dairece, anılan istemin taşınmazın aynıyla ilgili olduğu ve davaya bakmakla taşınmazların bulunduğu Kayseri mahkemelerinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle, esas yönünden incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nun, "Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki" başlığını taşıyan 12. madde hükmü şu şekildedir:
    "MADDE 12- (1) Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
    (2) İrtifak haklarına ilişkin davalar, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
    (3) Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir."
    Kanun hükmünden çıkan sonuç, "taşınmazın aynı" kavramının, doğrudan mahsus sicilindeki mülkiyete ve onun kullanma şekline ilişkin bir durumu ifade ettiğidir. Yargılamasında ayni hakkın tartışılması, tazminat istemli davayı ayni bir davaya dönüştüremez. Zira, HUMK"nun temyiz incelemesi yönünden halen yürürlükte bulunan 445/4 madde hükmünde: "Gayrimenkule ve buna müteallik ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler kat"iyet kesbetmedikçe icra olunamaz." düzenlemesi gereğince, ilamda icra edilecek kısım aynının tartışıldığı gerekçesi değil, hüküm kısmıdır. Davada, taşınmazın aynının tartışılarak hüküm kısmında tazminata karar verilmesi halinde, anılan madde hükmünün açıklığı karşısında, ilamın kesinleşmeden icra olunamayacağı ileri sürülemeyeceğine göre, taşınmazla ilgili açılan tazminat davasının da ayna ilişkin olduğu belirtilerek kesin yetki kuralına tabi olacağı ileri sürülemez.
    Somut olayda, HMK"nun 6. maddesindeki genel yetki kuralları geçerli olduğundan, dava açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri olan Ankara mahkemeleri yetkilidir. Bu nedenle, işin esasının incelenmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun mahkemenin yetkisizliğine ilişkin aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi