Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanıklar ... ve ..."in dilekçe içeriklerinden haklarında kurulmuş olan mahkumiyet hükümlerini sanık sıfatıyla temyiz ettikleri, mağdur ... vekilinin 06.07.2015 havvale tarihli dilekçesinin ise sanıkların temyizine cevap niteliğinde olduğu anlaşılarak yapılan incelemede; 1) Sanık ... hakkında mağdurlar ... ve ..."a yönelik kasten yaralamaya teşebbüs ile mağdur ..."a yönelik kasten yaralama eylemlerinden kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin yapılan temyiz incelemesinde; Hükmolunan adli para cezalarının tür ve miktarı 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, sanığın temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, 2) Sanık ... (Ahmet ve Emin"e oğlu 01.04.1951 doğumlu) hakkında mağdurlar ... ve ..."a yönelik kasten yaralama eylemlerinden kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin yapılan temyiz incelemesi; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 06.01.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.