17. Hukuk Dairesi 2016/19674 E. , 2019/9108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili; Davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıların desteği bisiklet sürücüsüne çarpması nedeniyle ... ’un vefat ettiğini bu nedenle destekten yoksun kaldıklarını beyanla ... için 1.000,00 TL, anne ... için 1.000,00 TL ve kardeş ... için 500,00 TL olmak üzere toplam 2.500,00 TL maddi tazminat ile ... için 10.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL, için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ... şirketini poliçe ile sorumlu tutarak davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini ... için 26.725,82 TL, ... için 26.725,82 TL ye yükseltmiştir.
Davalı ...Ş. vekili; maddi tazminata ilişkin talebin ıspat edilmesini ve bu olay nedeniyle davacı tarafın SGK"dan aldığı ödemelerin mahsubu gerektiğini, kusurun ispatı gerektiğini, aktüer hesabı alınmasını taleple davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili; kazada davalıların kusuru olmadığını, kusurun bisiklet sürücüsünde olduğunu, görüntü kayıtları ve tanık beyanları ile bu durumun açığa çıkacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; ceza dosyasında davalı sürücünün kusursuz olması nedeniyle beraatine karar verildiğini, kararın Yargıtayca onanması ve kesinleşmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine (818 Sayılı BK’nun 53. maddesi) göre hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Buna göre, hukuk hakimi kural olarak ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır.(H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı)
Somut olayda, davaya konu trafik kazasına ilişkin olarak ceza dosyasında aldırılan trafik bilirkişisi raporuna göre bisiklet sürücüsü desteğin asli kusurlu, davalı sürücü ise tali kusurlu bulunmuş, ATK ve İTÜ heyetinin düzenlediği raporlarda bisiklet sürücüsü desteğin asli kusurlu, davalı sürücü ise kusursuz bulunmuş, mahkemece sanığın beraatine karar verilmiş, hüküm temyiz incelemesinden geçerek onanmış ve kesinleşmiştir. Mahkemece alınan 29.01.2013 tarihli kusur raporuna göre ise; bisiklet sürücüsü desteğin %80 oranında kusurlu, davalı sürücü ise %20 oranında kusurlu bulunmuştur. Mahkemece ceza dosyasındaki beraat kararı esas alınarak davalı sürücünün kusurunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece HMK. 266. Maddesi hükmüne göre kusurun belirlenmesi hukuki bir konu olup; alınan ve oluşa uygun olarak düzenlenen 29.01.2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda esastan inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 08/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.