14. Ceza Dairesi 2018/6870 E. , 2018/6163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Sanığın atılı suçlardan mahkûmiyetine dair Amasya Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20.04.2017 gün ve 2016/126 Esas, 2017/135 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiin temyiz isteminin incelenmesinde;
Mahkemece yokluğunda verilip 30.10.2017 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilen hükümleri sanık müdafiin 5271 sayılı CMK"nın 291/1. maddesinde düzenlenip tebliğden işlemeye başlayan onbeş günlük kanuni süresinden sonra sunduğu 16.11.2017 tarihli dilekçeyle temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükmedilen cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK"nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanığın anılan hükme ilişkin temyiz isteminin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Katılanın aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın, olay anında katılana yönelik organ sokma kastıyla hareket ettiğini gösterecek bir söz söylemediği gibi bu amaca yönelik olacak şekilde kendi üstünü çıkarma hususunda bir girişiminin de olmadığı anlaşıldığından, mevcut haliyle eylemin 5237 sayılı TCK"nın 102/1. maddesinde düzenlenen basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu nazara alınıp, ilk derece mahkemesinin suçun vasfına yönelik delillerin değerlendirilmesine dair 5271 sayılı CMK"nın 230/1-c. maddesine uygun düşmeyen gerekçeyle kurduğu mahkumiyet hükmünün bozulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi suretiyle aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi,
Katılana ait olduğu anlaşılan tülbentin usul ve kanuna aykırı olarak müsaderesine karar verilmesi,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiri ile anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın, katılana yönelik eylemine ilişkin temel ceza belirlenirken TCK"nın 61/1. maddesinde yedi bent halinde sayılan hususlar ile aynı Kanunun 3/1. maddesinde yer alan "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki kanuni düzenleme nazara alındığında, olayın emsallerine göre daha ağır nitelikte olduğunu gösteren bir özelliğin bulunmaması ve yapılan arttırımlarla ortaya çıkan sonuç ceza miktarı dikkate alındığında "olayın oluş şekli, sanığın kastının yoğunluğu" nedenlerine dayanılarak kanundaki tanımlamaları tekrarlayıp hak ve nesafet kuralları ile oranlılık ilkesine uymayacak şekilde alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle cezanın belirlenmesi karşısında, ilk derece mahkemesinin 5271 sayılı CMK"nın 230/1-c. maddesine uygun düşmeyen gerekçeyle kurduğu mahkumiyet hükmünün bozulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi suretiyle aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 06.10.2017 gün ve 2017/1799 Esas, 2017/1550 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükümlerinin 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, 22.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.