23. Ceza Dairesi 2015/20344 E. , 2015/7468 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık ve 6102 saylı Türk Ticaret Kanunu"nun 62. maddesi uyarınca haksız rekabet suçlarından şüpheliler ..., ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Çivril Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/03/2015 tarihli ve 2015/116 soruşturma 2015/389 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Denizli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 07/05/2015 tarihli ve 2015/1037 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 03/08/2015 gün ve 15740/51328 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/10/2015 gün ve 2015/286756 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.’" şeklindeki düzenleme uyarınca Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu cihetle,
Dosya kapsamına göre;
1- Dolandırıcılık suçu yönünden yapılan incelemede: Şüphelilerin kamu kuruluşları zararına dolandırıcılık suçunu işledikleri iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu, 09/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle destekleme ödemelerinde sadece firmanın beyanının yeterli olmadığı, hasat tespit ve satış tutanakları, ihtiyaç duyulan yeme ait satın alma faturaları ile varsa hasat miktarları ile uyumlu ilgili ihracat faturalarının da ibrazı istendiği, bunların hasat tespit tutanakları ile karşılaştırıldığı, adı geçen şüphelilere ait firmanın anılan bahse konu belgeleri istenerek hasat tespit tutanakları ile karşılaştırıldığı, 2014 yılında su kapasitesindeki olumsuzluklar ve balık ölümleri nedeniyle üretim miktarında düşüşler olduğu, mevcut durum üzerinden geçmişe dönük olarak hesaplamalar yapılmasının doğru olmadığı, destekleme ödemelerinin Çivril İlçe Müdürlüğü denetiminde gerçekleştiğinin belirtildiği gerekçesi ile şüphelilerin üzerine atılı haksız
destek almaları nedeniyle dolandırıcılık suçunu işlemedikleri anlaşılmakla, anılan Başsavcılıkça kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Cumhuriyet savcısının etkin soruşturma yapmak zorunda olduğu, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/11/2007 tarihli ve 2007/9636-9375 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, müşteki tarafından şüphelilerin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından aldıkları ruhsatta yer alan kapasite kadar fiili olarak üretim yapması mümkün olmadığı halde, yapılmış gibi göstererek gerçek mal hareketine dayanmayan ürün satış belgeleriyle haksız kazanç elde ederek kamuyu zarara uğrattıklarını, 750 ton/yıl kapasitesi varmış gibi 2012 yılı öncesi devletten destek aldıkları üretim kapasitesinin yılda 2 dönem ve maksimum 254 ton olabileceği, şikayet dilekçesine ekli bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde de, balık çiftliğinin kurulduğu alandaki su hacmi ve derinliği, kullanılan kafes miktarı ve sudaki tespit edilen oksijen değerleri nazara alındığında 3 dönem halinde balık yetiştiriciliğinin imkansız olduğunun iddia edildiği, savcılıkça iddialar doğrultusunda bahse konu yasal düzenlemeler uyarınca soruşturma yapmak yerine, bilirkişi Erdal Bilen tarafından düzenlenen iddiaları karşılamayan, eksik ve yetersiz rapora istinaden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, başkaca hiçbir inceleme yapılmadığı gibi,
Bahse konu bilirkişi raporunda, 28/03/2014 tarihli ve 52.182,00 Türk lirası bedelli yem alım ve 24/03/2014 tarihli ihraç kaydıyla teslim edilen ürünlere ilişkin 252.748,35 Türk lirası bedelli faturalar incelenerek 2014 yılı üretim kapasitesi ve alınan destek miktarı konusunda tespitlere yer verildiği, 2012 ve öncesinde her yıl düzenli olarak 637.000,00 TL destek ödemesi yapılmasına rağmen bu dönemlere ilişkin hasat tespit tutanakları, satış faturaları, üretim kapasitesi ve ödenen destek miktarları konusunda hiçbir inceleme yapılmadığı gibi şüphelilerin aynı ilçede Işıklı Mahallesinde de 900 ton/yıl kapasiteli balık çiftliğinin olduğu, dolayısıyla satış faturaları ve yem alımlarının hangi işletmeye ait olduğu huşunda da incelemelerin yapılmadığı,
Bilirkişi olarak iddia konusu olayla görevlendirilecek kişinin tarafsız olması gerektiği, anılan işletmenin 2014 yılı hasat tespit tutanağını tanzim eden kişinin aynı zamanda soruşturma dosyasında bilirkişi olarak görevlendirilmiş olması karşısında, tarafsız olamayacağı, kaldı ki ihtimal dahilinde iddiaların doğruluğunun anlaşılması halinde destek ödemesine vesile olan kamu görevlileri hakkında da soruşturma açılabileceği, 5271 sayılı Kanun"un 64. maddesi uyarınca kamu görevlileri bağlı oldukları kurumla ilgili davalarda bilirkişi olarak atanamayacakları,
Hususları birlikte değerlendirildiğinde etkin soruşturma yapılmadığı, iddiaları karşılar nitelikte inceleme yapılması gerekirken bunun yapılmadığı, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun"un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın bu yönden kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, reddine karar verilmesinde,
2- Haksız rekabet suçu yönünden yapılan incelemede: Şüphelilerden ..."in basına gerçeğe uygun olmayan bilgiler verdiğini, bununla da yetinmeyip haksız yere kamu kurumlarına şikayet ettiğini, ticari itibarının zedelendiğini ticari faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere incitici açıklamalar ile kötülediği fiilleri nedeniyle haksız rekabet ettiği iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu, anılan Başsavcılığın 2014/1920 ve 2014/2033 soruşturma nolu dosya içerikleri uyarınca şüpheliler hakkında kasıtla hareket ettiklerine ilişkin kamu davası açmayı haklı gösterecek delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin Dairesinin 11/05/2009 tarihli ve 2006/14776 esas, 2009/15807 sayılı ilâmı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/03/2008 tarihli ve 2007/839 esasa, 2008/2510 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, anılan 6102 saylı Türk Ticaret Kanunu"nun 55 ve 62. maddesinde başkalarının faaliyetlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek hali iktisadi rekabetin suistimalini oluşturacağı ve haksız rekabet teşkil edeceği belirtilmiş olması karşısında, şikayetçi tarafından sunulan 23/09/2014 tarihli Gazete Vatan ve www.hürriyet.com.tr/gundem27425569.asp uzantılı "Balık ölümlerinde virüs şüphesi" başlıklı internet haber içerikleri ile soruşturma dosyasındaki delillerin şüpheli hakkında dava açılması için yeterli olduğu gibi bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Denizli 2. Sulh Ceza Hakimliği"nin 07.05.2015 tarihli 2015/1037 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 02/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.