12. Ceza Dairesi Esas No: 2020/1953 Karar No: 2020/7278 Karar Tarihi: 21.12.2020
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1953 Esas 2020/7278 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, idaresindeki aracıyla alkollü bir şekilde seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı trafik kazasına sebebiyet vermiştir. Ancak mahkeme, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar vermiştir. Cumhuriyet savcısı bu kararı temyiz etmiş ve Yargıtay, basit yargılama usulü uygulanan olaylar için hükmün 4'te 1 oranında indirilmesi gerektiğini belirten CMK 251/3. madde hükmü göz önüne alınarak kararın bozulmasına karar vermiştir. Suçun TCK 179. madde 2-3. fıkralarında düzenlenen \"trafik güvenliğini tehlikeye sokma\" suçuna ilişkin olduğu ve temel ceza miktarının \"üç aydan iki yıla kadar hapis cezası\" olduğu belirtilmiştir. Yukarıda bahsedilen suç, Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/7. maddesi uyarınca alkollü sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi durumunda uygulanacak olan ilgili hükümler de dikkate alınarak incelenmiştir.
12. Ceza Dairesi 2020/1953 E. , 2020/7278 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Hüküm : CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca beraat
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Olay günü saat 01:00 sıralarında sanığın idaresindeki otomobil ile seyri sırasında, direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı trafik kazasına sebebiyet verdiği, saat 01:30"da hastanede alkolmetre ile yapılan ölçümde 0.62 promil alkollü olduğunun tespit edildiği olayda; Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre; 1)11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/7. maddesinde yer alan, “Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi halinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır” şeklindeki düzenleme karşısında; atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeksizin, sanığın mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi; Bozma ilamına uyulduğu takdirde; 2)Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 21/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.