13. Hukuk Dairesi 2015/28059 E. , 2017/7699 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı çarşının da içinde bulunduğu ... bulunan arıtma tesisini dava dışı ... ... şirketinden devraldığını, 01.05.2010 tarihinden itibaren tesisin işletmesini, yararlanma bedelini ve geçmiş dönemlere ait alacaklarının tahsili hakkının kendilerine devredildiğini, bütün personel elektrik kimyasal arıtma maddeleri, tamir, bakım ve onarım giderleri ve diğer tüm masrafların kendisi tarafından karşılandığını, 186 iş yeri ve konuttan oluşan 2010 yılı yıllık yararlanma bedelinin KDV dahil 105.350,40.TL olup bu tutarın 31 Ekim 2010 tarihinden itibaren aylık 15 ticari gecikme faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacı şirketin işletmekte olduğu Zekeriyaköy evsel arıtma tesisinden davalı çarşı sakinlerinin yararlandığı iddiasıyla, 2010 yılına ait yararlanma bedelinin davalı çarşı yönetiminden tahsili istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı şirket ile davalı çarşı yönetimi arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı çarşı yönetiminin davada davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti) bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla, vekaletsiz iş görmeden kaynaklanmakta olan dava, hizmetten yararlandığı ileri sürülen kat maliklerine karşı açılmalıdır.
Bu durumda, mahkemece; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilerek davanın esastan reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.438/7.maddesi hükmü gereğidir.
3-İkinci bentte açıklanan nedenler ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden ve hükmün gerekçe kısmı bu şekilde düzeltildiğinden hüküm kısmında davalı lehine takdir edilen vekalet ücretinin de düzeltilmesi gerekmektedir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesinde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi halinde davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunacağı düzenlenmiştir. Somut olayda dava, Asliye Hukuk Mahkemesince karara bağlandığı için Tarife uyarınca 1.320,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının gerekçe bölümünün son iki paragrafı hükümden tamamen çıkartılarak yerine 2. bentte anlatılan gerekçenin yazılmasına, 3. bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan "10.478,00 TL nispi ücreti vekaletin" söz ve rakamlarının hükümden çıkartılarak yerine "1.320,00 TL maktu ücreti vekaletin" söz ve rakamlarının yazılmasına, kararın değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu