Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6770
Karar No: 2018/1079
Karar Tarihi: 21.02.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/6770 Esas 2018/1079 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/6770 E.  ,  2018/1079 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-TENKİS-TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tenkis ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılardan ... ve vekili Avukat ..., Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, tenkis, tazminat isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ...’ın maliki olduğu 368 ada 7 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile davalılara temlik ettiğini, işlemin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek işlemin iptali ile tüm mirasçılar adına miras payları oranında tescile veya tazminata veya tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, muvazaanın söz konusu olmadığını, davacıların şehir dışında yaşadıklarını, mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını, bakım yükümlülüğünü yerine getirdiklerini, mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmazlar bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalılara temlikin ölünceye kadar bakılıp gözetilme amacıyla yapıldığı, makul sınırlarda kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 02.02.2013 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları davacılar ..., ... ve ... ile davalılar ... ve ...’in kaldığı, yargılama sırasında davalı ...’in 08.07.2013 tarihinde ölümü ile mirasçılarının davaya dahil edildiği, dava konusu 368 ada 7 parsel sayılı 24.320 m2
    tarla nitelikli taşınmazın 29.01.2012 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalılar ... ve ...’e eşit payla temlik edildiği, alınan 20.11.2014 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi raporunda taşınmazın üzerinde her biri tek katlı depo ve tahıl ambarı bulunduğu, ambar içinde soğuk hava deposunun yer aldığı, mirasbırakan adına başkaca taşınmazların da bulunduğu, ancak sadece dava konusu taşınmazın değer tespiti yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği gibi; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Kural olarak, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı bir temliğin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temliğin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Ne var ki, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; mirasbırakan adına ...’da 522/110, 536/3, 586/18, 536/14, 368/10, 2719/1, 2731/1, 733/814, 733/815, 536/18, 318/1 ve 518/8 parsel sayılı taşınmazlarda pay ve Marmaraereğlisi’nde 57 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin kayıtlı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, çekişme konusu 368 ada 7 parsel sayılı taşınmazın (üzerinde yer alan yapılar ve soğuk hava deposu ile birlikte) temlik tarihindeki değeri ile halen mirasbırakan adına kayıtlı olan taşınmazların aynı tarihteki değerlerinin keşfen belirlenerek temlik edilen malın, mirasbırakanın tüm mamelekine oranlanarak bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığının tespitiyle yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek mirasbırakanın gerçek amacının bakılmak mı yoksa mirasçılardan mal kaçırmak mı olduğunun açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi