Taraflar arasındaki “tapu kaydının düzeltilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 27.10.2011 gün ve 2011/157 E., 2011/233 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi nedeniyle Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 23.01.2012 gün ve 2011/15810 E., 2012/586 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı, 5236, 4843, 4845, 4783 ve 878 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında "A. Y. İ." yazılı murisi babasının tapu kayıtlarında bulunmayan doğum tarihinin nüfus kaydına uygun olarak "01.03.1929 doğumlu" şeklinde tapu kaydına yazılmasını ve tespit edilmesini istemiştir.
Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların malikinin 01.03.1929 doğumlu olduğunun tespitine, tapu kaydı dayanak evrakında geçen doğum tarihlerinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
“Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamıştır.
Davada istem doğum tarihinin düzeltilmesi ve tespitine ilişkindir. Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesine göre tapu kütüğünde bulunması gereken bilgiler arasında doğum tarihinin düzeltilmesi ile ilgili bir açıklama yoktur. Şayet, tapunun tescile dayanak yapılan işlemde düzeltilmesini gerektirir bir hata yapılmışsa bu hatanın Tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddede ki koşullar araştırılarak idarece düzeltilmelidir. Tapu kaydındaki bilgiler arasında yer almayan doğum tarihinin düzeltilmesi ve tespiti doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir…)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece, tapu kaydında düzeltim davalarında, kadastro tutanaklarında yanlış yazılmış olan doğum tarihinin de düzeltilebileceği gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.
Direnme hükmünü, davalı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelen uyuşmazlık; tapu kaydında düzeltim davalarında tapu malikinin doğum tarihinin düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti veya tapuya tescili sırasında mülkiyet ya da diğer hak sahiplerinin ad, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin tapu siciline eksik ya da hatalı işlenmesinden doğan kayıt düzeltilmesi davaları, kaynağını 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1027. maddesinden almaktadır.
Bu madde hükmüne göre; ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, re’sen düzeltilmesi mümkün olan basit yazı yanlışlıkları (adi yazı hataları) dışında, mahkeme kararı olmadıkça, hiçbir düzeltmede bulunamaz.
Belgelere aykırı yazım ve tescillerin düzeltilmesi, Tapu Sicili Tüzüğü’nün 87. maddesinde düzenlenmiş olup; anılan maddede yer alan düzeltme işlemi, salt yargılamanın gerekmediği durumlara ilişkin bulunmaktadır.
Öte yandan “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicili Tüzüğü’nün 25/1. maddesinde:
“Kütük sayfası malik sütunundaki devreden kişinin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası kırmızı mürekkepli kalemle çizilir ve yine kırmızı mürekkepli kalemle tarih ve yevmiye numarası yazılır. Malik sütununun ilk boş satırına yeni malikin adı, soyadı ve baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası yazılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi anılan maddede tapu kütüğünde bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak belirtilmiş olup, bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamaktadır.
Dolayısıyla, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgilerinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltmeyi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hata Tüzüğün 87. maddesi uyarınca ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki konular araştırılarak tapu sicil müdürlüğünce düzeltilmelidir.
Ancak buna rağmen, tapu kütüğünde veya dayanak kayıtlarında doğum tarihi yazılmış ve bu tarihte yanlışlık varsa, tapu kayıt maliki ile davacının veya murisinin aynı kişi olduğuna ilişkin açılan bu davaların “çoğun içinde azı da vardır” kuralı gereğince dinlenmesi ve tespit kararı verilmesi gerekir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu malikinin doğum tarihine ilişkin bilgi bulunmamakta, ancak taşınmazların tapulama tutanaklarında tapu malikinin doğum tarihi yer almaktadır. Mahkemece yapılan araştırma sonucu, tapu malikinin davacının murisi olduğu, tapulama tutanaklarındaki doğum tarihlerinin yanlış yazılı olduğu, doğum tarihlerindeki yanlışlık nedeniyle tapu sicil müdürlüğünce davacının işlem talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, yerel mahkemece dava konusu taşınmazların maliki olan A.Y.İ ile 01.03.1929 doğumlu Ahmet oğlu Y. İ’in aynı kişi olduğunun tespitine dair verilen önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya uygundur.
Nevar ki, yerel mahkemenin, tapu kayıtlarında yer almayan tapu malikinin doğum tarihinin düzeltilmesine yönelik hükmü, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış; mahkemenin direnme kararının hüküm fıkrasının “tapu kaydı dayanak evrakında geçen doğum tarihlerinin bu şekilde düzeltilmesine” şeklindeki kısmı çıkartılmak suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, direnmeye ilişkin yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “tapu kaydı dayanak evrakında geçen doğum tarihlerinin bu şekilde düzeltilmesine” ifadesinin çıkarılmasına ve kararın düzeltilen bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, diğer temyiz itirazlarının ise yukarıda gösterilen nedenlerle reddine, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440/1.maddesi gereğince tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.