Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6777
Karar No: 2018/1078
Karar Tarihi: 21.02.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/6777 Esas 2018/1078 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/6777 E.  ,  2018/1078 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS- TAZMİNAT-ECRİMİSİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis, tazminat, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis, tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan anneanneleri ...’in maliki olduğu 19 ada 55 parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 adet bağımsız bölümden 20 ve 11 nolu bağımsız bölümü davalı ..."a, 7 nolu bağımsız bölümleri davalı ..."ye, 10 nolu bağımsız bölümü davalı ..."ye temlik ettiğini, bedel alınmadığını, 6 nolu bağımsız bölümün adlarına tescil edildiğini, davalıların taşınmazlarının kendilerine devir edilen taşınmaza göre daha iyi konumda olup rayiç bedel olarak da daireler arasında çok yüksek fark bulunduğunu ileri sürerek miras haklarının daha az olmasına neden olduklarından 10.000 TL"nin davalılardan tahsiline, 20 nolu bağımsız bölümün devrine ilişkin işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olması nedeniyle iptali ile miras payları oranında adlarına tescile, mümkün olmadığı takdirde saklı pay oranlarında tenkisi ile adlarına tescile ve davalı ... adına tescil tarihinden itibaren mahrum kalınan kira bedellerinden miras payları oranında şimdilik 10.000TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, davacıların mirasbırakanla ilgilenmediklerini, adlarına tescil edilen taşınmaz için bedel ödemediklerini, değer farkı olduğu iddiasının doğru olmadığını, davalı ...’ın 20 nolu bağımsız bölümü bedeli karşılığında aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddianın ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’in 02.08.2012 tarihinde ölümü ile geriye mirasçıları davalı çocukları ..., ... ve ... ile davacılar 20.05.2002 tarihinde ölen kızı ...’ın çocukları ... ve ...’un kaldığı, mirasbırakanın maliki olduğu dava konusu 1563 ada 55 parsel sayılı 559,73m2 miktarlı kargir apartmanda bulunan 7 nolu bağımsız bölümü 02.06.2008 tarihinde kızı ...’ ye 15.000TL bedelle temlik ettiği, onunda 10.12.2010 tarihinde dava dışı ...’e devrettiği, 10 nolu bağımsız bölümü 02.06.2008 tarihinde 15.000TL bedelle kızı ...’ye temlik ettiği, 11 nolu bağımsız bölümü 06.06.2008 tarihinde oğlu ...’a temlik ettiği, onunda taşınmazı dava dışı kızı ...’e 30.04.2009 tarihinde devrettiği, 20 nolu dükkan nitelikli bağımsız bölümü yine oğlu ...’a 02.06.2008 tarihinde 26.000TL bedelle devrettiği, 6 nolu bağımsız bölümü ise 05.01.2010 tarihli bağış işlemi ile davacılara eşit payla temlik ettiği, tanık beyanlarından mirasbırakanın davacıların annesi ... ile birlikte oturduğu, taşınmazın müteahhite verilmesinden sonra mirasbıranın kirada oturduğu, bağımsız bölümlerin temlikinden sonra da ölümüne kadar kirada oturmaya devam ettiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, davacıların miras haklarından daha az almalarına neden oldukları gerekçesiyle talep edilen 10.000TL tazminatın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur.
    Tapu iptal-tescil talebine gelince;
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    Böylesi bir durumda, mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Somut olayda, mirasbırakanın tüm mirasçılarına temlikler yaptığı, alınan bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle 20 nolu bağımsız bölümün 1.557.000TL, 7 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin 510.483TL, 6 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin 408.386TL olduğu anlaşılmakla, davalı ...’a iki adet bağımsız bölüm temlik edildiği, bunlardan 20 nolu dükkan nitelikli bağımsız bölüm ile diğer davalılar ve davacılara temlik edilen bağımsız bölümler arasında değer farkı bulunduğu, davalının taşınmaz bedelini ödediğine ilişkin savunmasını ispat edemediği, diğer yandan 20 nolu dükkanın değerinin diğer taşınmazların tamamının toplam değerinden fazla olduğu gözetildiğinde, murisin "hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçede" bir paylaştırma yaptığını söylemek mümken değlidir. Bu nedenle, 20 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
    20 nolu bağımsız bölümün temliki muvazaalı olduğuna göre, davacının ecrimisil talebi yönünden değerlendirme yapılması gerektiği de kuşkusuzdur.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-
    Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis, tazminat ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırankan anneanneleri ... maliki olduğu 119 ada 55 parsel üzerinde yer alan 5 adet bağımsız bölümden 11 ve 20 nolu bağımsız bölümleri oğlu ..., 7 nolu bağımsız bölümü kızı ..., 10 nolu bağımsız bölümü kızı ... bedelsiz temlik edildiğini, kendilerine de 6 nolu bağımsız bölümün verildiğini, ancak davalılara temlik edilen bağımsız bölümlerin kendilerine verilen bağımsız bölümden daha iyi konumda olup arada değer farkı bulunması nedeniyle değer farkı olan 10.000. TL."nin davalılardan tahsilini, ayrıca davalı ..."a temlik edilen 20 nolu bağımsız bölümün mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmazsa saklı payları oranında tenkisi ile adlarına tesciline ve 20 nolu bağımsız bölüm bakımından mahrum kalınan kira bedellerinden paylarına isabet eden bedelden şimdilik 10.000. TL. "nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, adlarına tescil edilen taşınmazları bedel karşılığı satın aldıklarını, bağımsız bölümler arasında bedel farkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ... 02.08.2012 tarihinde ölümüyle geride davalı çocukları ..., ... ve ... ile kendisinden önce ölen kızı ... davacı çocukları ... ve ... kaldığı, mirasbırakanın 55 parsel sayılı taşınmazda yer alan 7 nolu bağımsız bölümü kızı ..., 10 nolu bağımsız bölümü kızı ..., 11 nolu bağımsız bölüm ile 20 nolu bağımsız bölümü oğlu ... 02.06.2018 tarihli akitle satış suretiyle devrettiği, kızı ... 7 nolu bağımsız bölümü 10.12.2010 tarihinde dava dışı ... ..., oğlu ... ise 11 nolu bağımsız bölümü 30.04.2009 tarihinde kızı ... temlik ettiği, miras bırakanın ayın yerdeki 6 nolu bağımsız bölümü ise 05.01.2010 tarihli bağış işlemi ile davacılara ½ paylarla devrettiği, tanık anlatımlarından mirasbırakanın taşınmazın müteahhide verilmesinden sonra kiralanan binada davacıların annesi ... ile birlikte oturduğu, ... ölümünden sonra kendisine tutulan bakıcı vasıtasıyla bakıldığı, bakıcı giderlerininde davalı oğlu ... tarafından karşılandığı anlaşılmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki; bu tür uyuşmazlıklara sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır.
    Somut olayda; murise ait 55 parsel sayılı taşınmazda düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile mirasbırakana 4 adet mesken ve bir dükkan 5 adet bağımsız bölüm verildiği, kat mülkiyeti sonucu 6, 7, 10, 11 nolu mesken ve 20 nolu dükkan nitelikli bağımsız bölümlerin adına tescil edildiği, mirasbırakanın kendisine isabet eden 7, 10 ve 11 numaralı bağımsız bölümleri çocukları ..., ... ve ..., dükkan vasıflı 20 nolu bağımsız bölümü ise oğlu ... 02.06.2018 tarihli akitle devrettiği, 6 nolu bağımsız bölümü ise 30.04.2009 tarihli akitle ölen kızı ... çocukları davacı torunlarına bağışladığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, mirasbırakanın tüm mirasçıları, muris tarafından yapılan temliklerle taşınmaz mal edinmişlerdir. Mirasbırakan tarafından yapılan temlikler irdelendiğinde, mirasbırakanın mirasçılarından mal kaçırma amacını taşımadığı, dolayısıyla temliki işlemlerin mal kaçırma iradesi ve amacıyla yapıldığı söylenemez.
    Zira, mal kaçırma iradesini taşıyan mirasbırakandan kızı ... ölümünden sonra davacı torunlarına taşınmaz temlik etmesi beklenemez.
    Öte yandan, mirasbırakan 4 çocuğuna değerleri, birbirine yakın birer adet mesken nitelikle bağımsız bölüm devretmiş, davalı oğlu ... ise ayrıca 20 nolu bağımsız bölümü temlik etmiştir. Dava konusu 20 nolu bağımsız bölüm 7 ve 10 nolu bağımsız bölümlerle birlikte aynı akitle devredilmiş olup, 7 ve 10 nolu bağımsız bölümler yönünden muvazaa iddiası ileri sürülmeyip, 20 nolu dükkan vasıflı bağımsız bölüm yönünden muvazaanın varlığının kabulü halinde murisin iradesinin bölünmesi durumu ortaya çıkar ki ayın akitle yapılan temliklerde bir bölümünün muvazaalı bir diğerinin ise muvazaalı olmadığı şekilde iradenin bölünmesi de söz konusu edilemez.
    Belirtilen nedenlerle, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanması görüşünde olduğumuzdan, Daire çoğunluğunun kararın bozulması yönündeki görüşüne katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi