20. Hukuk Dairesi 2016/14447 E. , 2017/122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
14.10.1993 tarihinde yapılan kadastro sırasında ... köyü 4627 parsel sayılı 1665,63 m² yüzölçümündeki taşınmaz, nitelik kaybı sebebiyle ... sınırları dışına çıkarıldığı, ... ... oğlu ..."nın zilyetliğinde bulunduğu belirtilerek tarla niteliği ile ... adına tespit edilmiştir.
İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen ...; ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 4627 parselin adına tapuya tescile karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 29.07.2011 havale tarihli rapor ve krokide (A) harfi ile işaretlenen 721,92 m²" yüzölçümlü bölümünün davacı adına, (B) harfi ile işaretlenen kesiminin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... ve davalı ... tarafından temyizi üzerine Dairenin 13.03.2012 gün ve 2011/14716 E. - 2/12/3704 K. sayılı ilamıyla (B) harfi ile işaretlenen kesim yönünden hüküm onanmış, (A) harfi ile işaretlenen bölüm yönünden bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle "...Çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile işaretlenen 721,92 m² yüzölçümlü bölümünün ... sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmiş ise de kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yöntemince araştırılmadığı, bu sebeple taşınmazın özel mülkiyete tabi arazilerden olup olmadığı, üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı hususunda ziraat bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması, çekişmeli taşınmazın 1. veya 2. derecede arkeolojik sit alanında kalıp kalmadığı yönünde arkeolog bilirkişiden rapor alınması, komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarının getirtilip uygulanması, zilyetlik tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi..." gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde bulunan 4627 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretlenen 721,92 m2 yüzölçümlü kesiminin ... mirasçıları adlarına tapuya tesciline, taşınmazın l. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine,
(B) harfi ile işaretlenen 943,71 m2 yüzölçümlü kesimine yönelik verilen ret kararı kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından (A) harfi ile işaretlenen bölüm yönünden temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra çekişmeli taşınmazın temyize konu (A) harfi ile işaretlenen bölümünün zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve dahili davacılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Şöyle ki; hükme dayanak yapılan ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen 30.06.2014 tarihli raporda; (A) harfi ile işaretlenen taşınmazın üzerinde 11 tane 40-45 yaşlarında badem ağaçları, 2 tane keçiboynuzu ağacının bulunduğu, imar ihyasının 1995 yılından geriye doğru 20-25 yıl önce tamamlandığı, kadim tarım arazisi olduğu belirtilmiştir.
Ne var ki Dairenin 08.02.2016 gün ve 2015/4395 E. - 2016/1171 K. sayılı iade kararı üzerine fen ve ziraat bilirkişi tarafından ortak düzenlenen 01/12/2016 tarihli ek raporda; temyize konu (A) harfi ile işaretlenen taşınmazın 1972 ve 1975 yıllarına ilişkin hava fotoğraflarında makilik ve ormanlık alan olarak gözüktüğü, taşınmaz üzerinde 11 tane 40 yaşlarında badem ağaçları bulunduğu, 2014 yılından 40 yıl geriye gidildiğinde 1974 yılına tekabül ettiği, 1974 yılına ilişkin hava fotoğrafında ise (A) harfi ile işaretlenen yerin ormanlık ve makilik olarak gözüktüğünden, badem ağaçlarının 1975 yılından sonraki yıllarda fidan olarak değil göçürme tabir edilen genç ağaç olarak dikildiğinin anlaşıldığı, kadastro paftasında da taş duvar, çit, dere, yol gibi belirleyici sınır bulunmadığı açıklanmıştır. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 14.10.1993 tarihinde yapılmış olup anılan tarihten 20 yıl geriye gidildiğinde 1973 yılından itibaren taşınmazın imar ihya işleminin tamamlanmış olması gerekmektedir. Ziraat ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda temyize konu taşınmazın 1972 ve 1975 yıllarına ilişkin hava fotoğrafında makilik ve ormanlık alan olarak gözüktüğü belirtilmiştir.
Bu durumda hükme dayanak yapılan ziraat bilirkişi raporu ile Dairenin iade kararı üzerine alınan ek rapor çelişik olup bu raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde elverdiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler, tanıklar, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 1972 ve 1975 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topografik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, temyize konu taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi raporuyla denetlenmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 17/01/2017 günü oy birliği ile karar verildi.