1. Hukuk Dairesi 2015/5140 E. , 2018/1073 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı olduğu 80 parsel sayılı taşınmaza, aynı yer 551 parsel maliki olan davalının sera kurmak ve kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesi istemiştir.
Davalı, taşınmazı yıllardır bu şekli ile kullandığını,tarafların mirasbırakanları arasında kullanıma ilişkin muvafakatname imzalandığını, taraflar arasında anlaşma olduğunu ve ecrimisil istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin karar Dairece "...Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonucunda kayden davacının paydaşı olduğu taşınmaza davalının sera yapmak suretiyle müdahalede bulunduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğrudur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; toplanan delillerden çekişme konusu kısımları davalının uzun yıllardır kullandığı, anılan seraları 1994 yılında yaptığı ve davacının bu kullanıma itiraz etmediği, bu durumda, davacı tarafından uzun süre dava konusu yerlerin kullanımına ses çıkarılmadığı ve ihtarname ile davalının taşınmazları terk etmesinin istenmediği gözetildiğinde, davalının çekişme konusu taşınmazları davacının izni ile kullandığı, kötü niyetli zilyet olmadığı, hatta taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. ve takip eden maddelerinde öngörüldüğü üzere şifahi olarak ariyet akdi yapıldığı ve aynı yasanın 304. maddesi gereğince de davacının dava açmakla muvafakatini geri aldığı, başka bir deyişle feshederek akde son verdiği kabul edilmek suretiyle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ecrimisilin hüküm altına alınması da isabetsizdir..." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... Değirmenci geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının tüm temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davacının temyiz itirazlarına gelince;
Davada elatmanın önlenmesi talebi kabul edilmiş ve ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiş olup, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Ne var ki; mahkemece, harçlandırılan dava değeri çekişme konusu taşınmazda elatılan kısmın arz değeri olan 99.748TL ve 2.000TL ecrimisil toplamından ibaret olacağı gözetilmeden taşınmaz üzerindeki yapıların ve keşfen belirlenen ancak ıslah yapılmayan ecrimisil bedeli dava değerine dahil edilerek davalı lehine fazla avukatlık ücreti ve davacı aleyhine fazla yargılama giderine hükmedilmesi doğru değil ise de; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 3. , 4. ve 6. bentlerinin tamamen hükümden çıkarılarak yerine 3. bent olarak "Alınması gerekli 6.813,78-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 148,50-TL peşin harç ve 1.502-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 5.163,28-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 148,50-TL peşin harç ile 1.502-TL tamamlama harcı toplamı 1.650,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin; 4. bent olarak "Davacı tarafından yapılan keşif, bilirkişi ücreti, posta gideri toplamı 2.282,60TL yargılama giderinden kabul-ret oranı dikkate alınarak hesaplanan 2.237,73-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına" cümlesinin; 6.bent olarak "Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine" cümlesinin yazılmasına, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince taraflardan gelen davalı vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.