16. Ceza Dairesi 2019/7041 E. , 2020/5030 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, Mala zarar verme
Hüküm : Sanık ... hakkında;
-TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53 ve 58/9 maddeleri uyarınca mahkumiyet
-TCK"nın 174/1-2, 3713 sayılı Kanunun 5/2, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2 ,53 ve 58/9 maddeleri uyarınca
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ... müdafiinin 04.03.2016 havale tarihli dilekçe ile temyiz talebinden vazgeçtiği anlaşıldığından; suça sürüklenen çocuk ... ... (...) müdafii Av. ...’nın temyizinin mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... ... (...) müdafilerinin temyiz taleplerine hasren yapılan incelemede;
I-Suça sürüklenen çocuk ... ... (...) hakkındaki hükümlere yönelik temyiz talebinde bulunan Av. ...’in, suça sürüklenen çocuk açısından dosyada vekaletname ya da yetki belgesinin bulunmadığı, baro tarafından görevlendirilmesinin de söz konu olmadığı, ayrıca suça sürüklenen çocukla birlikte duruşmalara da katılmadıkları anlaşıldığından, hükmü temyiz hakkı bulunmayan ...’in temyiz isteminin CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... ... (...) hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında TCK’nın 174. maddesi uyarınca tayin edilen temel cezadan artırım yapılırken suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olan TCK’nın 174/2 maddesindeki “Bu fiillerin suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır” ve 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesindeki “Suçun, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması dolayısıyla ilgili maddesinde cezasının artırılması öngörülmüşse; sadece bu madde hükmüne göre cezada artırım yapılır. Ancak, yapılacak artırım, cezanın üçte ikisinden az olamaz” şeklindeki hükümlerin birlikte değerlendirilerek cezada yapılacak arttırımın belirleneceği nazara alındığında, TCK’nın 174/2. maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
1-CMK"nın 225/1 maddesinde öngörülen "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir" hükmü uyarınca; dava konusu yapılacak eylemin, sevk maddeleri ile birlikte, bağımsız olarak iddianamede gösterilmesi gerektiği dikkate alınarak, suça sürüklenen çocuk hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan belirtilen ilkelere uygun olarak dava açılmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin yokluğunda 20.11.2015 tarihli 8. celsede Cumhuriyet savcısı tarafından esas hakkında mütalaanın sunulduğu, suça sürüklenen çocuk müdafii Av. ...’nın 06.01.2016 tarihli dilekçesi ile şehir dışında olması nedeniyle duruşmaya katılamayacağını bildirdiği, 06.01.2016 tarihli duruşmaya suça sürüklenen çocuğun da katılmadığı nazara alındığında, mahkemece suça sürüklenen çocuk müdafiinin mazeret talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin savunma hakkının kısıtlanmasına yol açacak ve bu hakkın kullanılmasını etkisiz kılacak şekilde CMK’nın 176/4, 190/2. ve 216. maddelerine aykırı olarak hüküm kurulması,
3-İddianamede TCK"nın 170/1-a ve 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilen suça sürüklenen çocuk ve müdafiine CMK"nın 220/6. maddesine göre ek savunma hakkı tanınmadan, son celse suça sürüklenen çocuğun yokluğunda duruşmaya katılan ve dosya kapsamında vekaletnamesi ya da yetki belgesi bulunmayan Av. ...’den bu konuda ek savunması sorularak silahlı terör örgütüne üye olmak ve tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçlarından yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
4-18 yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuk hakkındaki 14.06.2013, 09.10.2013, 17.01.2014, 23.05.2014 tarihli duruşmaların 5271 sayılı CMK"nın 185. maddesi gereğince kapalı yapılması gerekirken açık yapılması,
5-Sanık ve suça sürüklenen çocuğun görüntülerdeki kişilerin kendileri olmadığını savunmaları karşısında, olay anına ilişkin olarak elde edilen görüntülerdeki şahısların sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... ... (...) olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi açısından, öncelikle sanık ve suça sürüklenen çocuğun teşhise elverişli fotoğraflarının temin edilip, bu fotoğraflarla birlikte olay anına ilişkin görüntüler ve dosya kapsamında bulunan sanık ve suça sürüklenen çocuğun ikametlerinde yapılan arama neticesinde ele geçirildiği belirtilen kıyafetlerle çekilmiş görüntülerinin Adli Tıp, TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlardan birisine gönderilip görüntü iyileştirme ve analizleri de yaptırılarak, görüntülerdeki kişilerin sanık ve suça sürüklenen çocuk olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu aldırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Dosya kapsamında bulunan kollukça tanzim edilen 28.12.2012 tarihli tutanakta sanık ve suça sürüklenen çocuğun katıldıklarının tespit edildiği belirtilen basın açıklaması ve yürüyüşlere ilişkin gerekli araştırmalar yapılıp, yasa dışı gösteri olup olmadıklarının tespiti, şayet olduğu tespit edilirse olay tutanaklarının Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı veya onaylı suretlerinin temin edilerek dosya içerisine alınması ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
7-Sanık hakkında düzenlenen iddianamede belirtilen çağrılara ilişkin tespit tutanağının dosya kapsamına alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
8-Gerekçeli karar başlığında silahlı terör örgütüne üye olma suçu açısından suç tarihi olan “27.12.2012” tarihinin belirtilmemesi,
9-Suça sürüklenen çocuk hakkında silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan açılan kamu davası nedeniyle hüküm kurulmaması,
10-Kabul ve uygulamaya göre ise;
a-3713 sayılı Kanunun 5. maddesinin son fıkrasının “Bu madde hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz” hükmü gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu açısından belirlenen temel cezanın, anılan maddenin 1. fıkrası gereği yarı oranında artırılması; tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçu açısından ise, tayin edilen temel cezanın TCK"nın 174/2. maddesi uyarınca yarı oranında artırılması gerekirken, 3713 sayılı Kanun’un 5/2. fıkrası uyarınca 2/3 oranında artırılması suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
b-Suça sürüklenen çocuk hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu açısından 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmiş olsa ise belirlenecek netice hapis cezası 3 yılın altında kalacağından, TCK"nın 51. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
c-Suça sürüklenen çocuk hakkında tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme suçundan verilen mahkumiyet hükmünün TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilirken, aynı maddenin 3. fıkrası gereğince denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
d-Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
e-Sanık ... hakkında kurulan hükümlerde TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmemesi,
f-Sanık ve suça sürüklenen çocuğun gözaltında ve tutuklu kaldıkları sürelerin TCK"nın 63. maddesi uyarınca cezalarından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
g-Sanık ve suça sürüklenen çocuktan ele geçen ve adli emanette kayıtlı bulunan dijital materyallerin sahiplerine iadesine, bu dijital materyallerin imajlarının ise dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 17.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.