23. Hukuk Dairesi 2015/1906 E. , 2016/20 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, ... işletme bölgesinde el bilgisayarı/endeksör ile endeks okuma hizmeti ihalesini 30 ay süre ile yapılan sözleşme kapsamında müvekkili şirketin üstlendiğini ve bu hizmeti yerine getirdiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme ekindeki İdari Şartnamenin 26.3.1.maddesi gereğince işveren payı dahil işçilik ücretlerinin açıkça belirtilmiş olduğunu ve ihaleye verilen teklifin bu maliyetler baz alınarak hazırlandığını, ancak davalının hak edişlerin hazırlanması aşamasında işveren payının sonradan ilave edilmesi yönünde baskı yaptığını, bordrolara müdahale ettiğini ve KİK internet sitesinde yer alan işçilik hesaplama modülüne göre düzenlenemeyen bordrolara ödeme yapılmayacağını duyurduğunu, buna göre hazırlanan bordrolara işveren payının ayrıca dahil edilerek hesaplama yapıldığı için brüt ücretin yükseldiğini, böylelikle işçi ve işveren ... payları, damga vergisi, gelir vergisi ve net ücret tutarının fazla hesaplandığını ve davacı şirketin bu nedenler ile fazla ödeme yaptığını ileri sürerek, 152.028,74 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında yapılan sözleşmenin tip sözleşme olduğunu, davacının ilgili sözleşme maddesinin tümünü dikkate almadan yalnızca bir cümlesi üzerinden kötüniyetle dava açtığını, davacının teklifini KİK modülüne göre verdiğinden davasının dinlenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; İdari Şartnamenin 26.3.1 maddesinde yer alan düzenleme şekline göre brüt asgari ücrete işveren payının da dahil olduğu, işçilik ücretlerinin hesaplanmasında işveren payı dahil hesaplama yapılması gerekirken işveren payının sonradan eklenmesi suretiyle davacının fazla ödeme yaptığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 152.028,74 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dilekçesinde, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak, alacağın avans faizi ile tahsili talep edilmiş olup; tarafların tacir olduğu, davaya konu alacağın ise tacirler arası sözleşmeden kaynaklandığı, davalı tacirin borcunun faizin doğduğu tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 21/1. madde hükmü uyarınca ticari nitelik gösterdiği, bu davanın aynı Kanun"un 4/1. madde hükmü uyarınca nispi ticari dava olduğu, tacirler arası bu sözleşmenin aynı Kanun"un 3. maddesi uyarınca ticari iş niteliğinde bulunduğu, tacirin ticari işlerde temerrüt faizi oranını düzenleyen 3095 sayılı Kanun"un 2/2. madde hükmü uyarınca avans oranında faiz isteme hakkını haiz olduğu gözetilerek, avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faiz oranı üzerinden hüküm kurulması doğru olmamış ise de, davacı vekilince temyize cevap dilekçesi ile hükmün onanması istendiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Taraflar arasındaki Hizmet Alım Sözleşmesi"nin 9.2. maddesinin 6. bendi uyarınca sözleşmenin ekini oluşturan ve delil sözleşmesi niteliğindeki Hizmet İşleri Genel Şartnamesi"nin " Hak ediş ödemeleri" başlıklı 42. maddesinde, geçici hak edişlere itiraz usulü düzenlenmiş olup, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hak edişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Davalı vekilince, yargılama aşamasında ve temyiz dilekçesinde, davacı hizmet verenin geçici hak ediş bedellerini Hizmet İşleri Genel Şartnamesi"nin 42. maddesindeki usule uygun olarak itiraz ileri sürmeden, tahsil ettiğine, dolayısıyla davanın bu nedenle reddi gerektiğine yönelik herhangi bir savunma ve temyiz nedeni ileri sürülmemiştir.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.