Esas No: 2022/6080
Karar No: 2022/5384
Karar Tarihi: 24.06.2022
Danıştay 5. Daire 2022/6080 Esas 2022/5384 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2022/6080 E. , 2022/5384 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/6080
Karar No : 2022/5384
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ...
Vekili : Av. ...
Karşı Taraf (Davalı) : ... Bakanlığı
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken, 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, göreve iade talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kanun hükmünde kararnamenin Anayasa'nın 15., 121. ve TBMM İç Tüzüğü'nün 128. maddelerine aykırılık teşkil ettiği, 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmediği, OHAL döneminde alınan kararların geçici nitelikte olması gerektiği ve kalıcı nitelikte karar alınamayacağı, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama ve suçlu ilan edip cezalandırma yetkisinin bulunmadığı, yürütme organının Anayasanın vermediği bir yetkiyi kullanmak suretiyle işlem tesis ettiği, MGK kararlarının tavsiye niteliğinde ve bağlayıcılığı olmayan kararlar olduğu, hiç kimsenin içeriğini bilmediği MGK kararlarına uymadığı gerekçesiyle cezalandırılamayacağı, hakkındaki fişleme niteliği taşıyan dijital materyalin hukuken geçerli olmadığı ve hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, ... kod adlı gizli tanık ifadelerinde çelişkiler bulunduğu, ByLock verilerinin yasa dışı delil niteliğinde olduğu ve hiçbir yargılamada delil olarak kullanılamayacağı, ByLock programına ilişkin hard disk ve flaş belleğin kendisine verilmesi ve savunma hakkı tanınması gerektiği, çelişmeli yargılama, silahların eşitliği, aleniyet ve bağımsızlık ilkelerinin ihlal edildiği, Birleşmiş Milletler Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunun 21/08/2018 tarihli kararında OHAL sürecinde yürütülen yargılamaların pek çok yönden açık hak ihlallerine neden olduğu ve ByLock kullanımının düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hususlarının belirtildiği, işlendiği tarihte kanunen suç olarak sayılmayan eylemler nedeniyle cezalandırılmasının Anayasa'ya aykırı olduğu, aynı eylem ve faaliyetler nedeniyle iki ayrı cezaya hükmedilemeyeceği, kimsenin işlendiği zaman suç oluşturmayan bir eylemden dolayı suçlanıp cezalandırılamayacağı, herhangi bir mahkeme kararı ya da herhangi bir suç şüphesi gösterilmeden ve yargılama yapılmadan terör örgütü üyesi ilan edilerek diğer bireylere göre açık bir ayrımcılığa tabi tutularak ayrımcılık yasağının ihlal edildiği, sadakat yükümlülüğüne riayet etmediğine ilişkin somut bir gerekçe ortaya konulmadığı, işlem tarihinden sonra elde edilmiş delillerin ve mahkumiyet kararının önceki işlemi hukuka uygun hale getirmeyeceği, dava konusu işlem ile adil yargılanma hakkının, masumiyet karinesinin, gerekçeli karar hakkının, savunma hakkının, öngörülebilirlik ilkesinin, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesinin, mahkemeye erişim hakkının, hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkesinin, hakkın özüne dokunma yasağının, ölçülülük ilkesinin, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin, suç ve cezaların geri yürümezliği ilkesinin, suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin, kamu hizmetine girme hakkının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, örgütlenme özgürlüğünün, eğitim ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.
Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : ...
Düşüncesi : İdare Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 24/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.