1. Hukuk Dairesi 2015/6647 E. , 2018/1068 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine, tapu iptal tescil isteminin reddine, bedele yönelik davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.02.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... Türkal gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 259 ada 2 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 parsel sayılı taşınmazlarının satış işlemini gerçekleştirmesi için vekil tayin ettiği, Kadir"in taşınmazları diğer davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, ancak kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı ...’in vekalet görevini kötüye kullandığını ve diğer davalı ile işbirliği içerisinde hareket ederek kendisini zarara uğrattığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedellerinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazları ve dava dışı 259 ada 3 parsel sayılı taşınmazı aynı anda ve aynı işlemle 340.000 TL nakit ve ... ... ... sitesinde bir daire vererek satın aldığını, iyi niyetli iktisapta bulunan 3.kişi olup vekil ile vekalet veren arasındaki iç ilişkiyi bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacının taşınmazlarını satması için kendisine 05.10.2010 tarihli vekaletname verdiğini, o dönemde emlakçılık yaptığını, davacının 450.- 500.000 TL gibi bir değerle satmasını istediğini, arsa satışından toplam 520.000 TL tahsil edildiğini, her aşamadan davacının haberi olup işlemlerin rızası ile yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davacı tarafın tapu iptal ve tescile yönelik davasının reddine, davacı tarafın bedele yönelik davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, dava konusu 259 ada 2 - 4 - 5 - 6 - 7 - 8 - 9 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazlar davacı adına kayıtlı iken ... . Noterliğinin 31.08.2010 tarihli vekaletnamesi ile vekil olarak tayin ettiği davalı ... tarafından 06.10.2010 tarihli satış işlemi ile diğer davalı ...’a temlik edildiği, mahkemece yapılan ilk keşif neticesinde hazırlanan 27.11.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazların dava tarihindeki toplam değerinin 599.680 TL, satış tarihindeki toplam değerlerinin ise 506.879.52 TL olarak belirlendiği, bu rapora itiraz neticesinde yapılan ikinci keşif neticesinde hazırlanan 23.06.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazların dava tarihindeki toplam değerinin 805.820 TL, satış tarihindeki toplam değerinin ise 599.680 TL olarak belirlendiği, itiraz neticesinde alınan 22.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda da dava ve satış tarihi itibari ile aynı değerlerin bildirildiği, mahkemece gerekçesi belirtilmeksizin ilk yapılan keşif neticesinde alınan rapor hükme esas alınarak bedel yönünden karar verildiği anlaşılmaktadır.
Eldeki dava vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile tapu iptal tescil, olmadığı takdirde bedel istemli olarak açılmıştır.
İkinci ve üçüncü bilirkişi raporlarında, dava ve satış tarihi itibari ile dava konusu taşınmazların değerleri eşit belirlenmesine rağmen, ilk rapora hangi gerekçeyle itibar edildiği açıklanıp, tartışılmamıştır.
Öte yandan, davalı ..., dava konusu taşınmazlar için, 340.000 TL nakit para verdiğini ve ayrıca ... sitesinde bir daireyi vererek, taşınmazları satın aldığını savunmuş, mahkemece bu konuda bir araştırma da yapılmamıştır.
Kabule göre de, davalılardan Ulaş hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddi doğru olmadığı gibi, ... bakımından davanın reddine karar verilmesine rağmen, söz konusu davalının karar ilam harcından sorumlu tutulması da isabetli değildir.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların değerinin belirlenmesine yönelik son iki bilirkişi raporunda aynı değerler belirtilmisine rağmen ilk rapora itibar edilmesinin gerekçesinin açıklanması, ayrıca davalı ...’ın savunmasında belirtilen hususların araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davacı vekili ve davalı ... vekili için 1.630.00."ar-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.