15. Hukuk Dairesi 2014/6621 E. , 2015/5005 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :10.07.2014
Numarası :2013/325-2014/425
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat M..D.. geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 04.01.2012 tarihli eser sözleşmesi ile 500 adet ahşap paletin imalâtı kararlaştırılmıştır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir. Davacı iş sahibi vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin inşaat ve alt yapı malzemeleri imâl ettiğini, briket imalâtında kullanılmak üzere 500 adet tahta paletin davalı tarafından üretildiğini ve müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin davalıya 7.420,00 TL nakit ve 5 adet çekle olmak üzere toplam 22.420,00 TL ödeme yaptığını, ancak teslim edilen paletlerin kalitesiz olması nedeniyle briketlerin kırıldığını, tespit talebi üzerine yapılan incelemede 500 adet paletin kızılçam ağacından üretilmeyip, daha kalitesiz olan köknar ve ithal çam ağacından üretildiğini ileri sürerek, 16.420,00 TL"nin davalıdan tahsiline, toplam 6.000,00 TL bedelli iki adet çekin iptâline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde, işin eksiksiz şekilde teslim edildiğini savunmuş, mahkemece, paletlerin kızılçam ağacından yapılmamasının açık ayıp niteliğinde olduğu, TTK"nın 23. maddesi gereğince teslimden itibaren 2 gün içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, 04.01.2012 günlü eser sözleşmesinden kaynaklandığından uyuşmazlığa mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Taraflar arasında düzenlenen 04.01.2012 tarihli sözleşmede 500 adet ahşap paletin kızılçam ağacından imâl edileceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece mahallinde keşif icra edilmiş, orman bilirkişisi 22.04.2014 havale tarihli raporunda, davalının ürettiği paletlerin göknar ve ithal çam kerestesinden yapıldığı, bu ağaçların nemli ortamlarda rutubete karşı dayanıklı olmadığı, daha çok iç ortamlarda kullanıldığı, incelenen paletlerde çürüme ve kovukların oluştuğunun tespit edildiği, briket imalâtı gibi işlerde ise dış etkenlere ve rutubete dayanıklı kızılçam ağacının tercih edildiği, sözleşmede ahşap paletlerin kızılçam ağacından yapılmasının kararlaştırılmış olmasına rağmen göknar ve ithal çam ağacından yapıldığı, bu durumun davacının seçimine aykırı olup, kullanım amacına da uygun olmadığı, ahşap paletlerin bu haliyle ekonomik ayıplı olup, ahşap işleri ile uğraşanların (iş yerinde ahşap kullananların) paletlerin kızılçam ağacından yapılmadığını anlayabilecekleri yönünde görüş bildirmiştir. Davacı dava dilekçesinde inşaat ve altyapı malzemeleri imâl ettiğini belirtmiştir. Davacı ahşap işi ile uğraşmadığı gibi, briket imalâtında kullanılmak üzere kızılçam ağacından ahşap palet imâl edilmesini davalıdan istemiştir. Dosya kapsamından davacının, paletlerin kızılçam ağacından yapılmadığını kullanım sonucu ortaya çıkan ayıplarla öğrendiği ve bu ayıpları öğrenir öğrenmez 12.06.2012 tarihinde tespit talep ettiği, mahallinde 18.06.2012 tarihinde icra edilen keşif sonucu hazırlanan tespit raporunun davalıya 06.08.2012 tarihinde tebliğ edildiği, böylece ayıp ihbarının sürede yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının ayıplı ifa halinde anılan Yasa"nın 360. maddesinde düzenlenen seçimlik hakkını kullanabileceği kabul edilerek davanın esasının incelenmesi gerekir. O halde sözleşmeye uygun olmayan malzemeden yapılan imalâtın kabul edilemeyeceği, davacının eserin reddiyle ödenen bedelin iadesini istemekte haklı olduğunun kabulü yerine bilirkişi raporlarına yanlış anlam verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, ayıp ihbar sürelerinin Borçlar Kanunu"nun 359. ve 362. maddeleri uyarınca incelenmesi gerekirken ticari satışlarda uygulanan Türk Ticaret Kanunu"nun 23. maddesi hükmünün karara dayanak alınması da doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.