Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5824
Karar No: 2018/1066
Karar Tarihi: 21.02.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/5824 Esas 2018/1066 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/5824 E.  ,  2018/1066 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.02.2018 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ... ... 39 parsel sayılı 74.800 m2 tarla vasıflı taşınmazdaki 23/24 payını oğlu ...’e 24/03/1994 tarihinde satış göstermek sureti ile temlik ettiğini, ...’in de söz konusu taşınmazı davalı ...’e 13.10.1999 tarihinde satış sureti ile devrettiğini, yapılan işlemlerin bedelsiz ve muvazaalı olarak, mirasçılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişler,davacılardan ..., yargılamanın devamı sırasında sunduğu 13.12.2013 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazı 17 yıl önce kayınpederinden bedelini ödeyerek satın aldığını kayınpederi ... de murisin icra dairelerine borçlarını ödeyerek kalan bedelide elden vererek taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı ... tarafından açılan davanın feragat nedeni ile diğer davacıların açtığı tapu iptal tescil davasının ispatlanamadığı gerekçesi ile terditli olarak açılan tenkis davasının da hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan 1917 doğumlu ...’ın 10.12.1997 tarihinde öldüğü, geriye davacı çocukları ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile dava dışı çocukları ..., ..., ... ve 1998 yılında vefat eden oğlu ...’in eşi ... ile çocukları ... ... ile ...’nin kaldıkları, davalının murisin oğlu ...’in gelini olduğu, çekişme konusu 39 parsel sayılı 74.800 m2 tarla vasıflı taşınmazın 23/24 hissesi muris adına kayıtlı iken, 24.03.1994 tarihinde satış ile oğlu ...’e temlik edildiği, ... tarafından da 13.10.1999 tarihinde davalı ...’e satış gösterilerek devredildiği, dava konusu taşınmazın devrine ilişkin resmi senette taşınmaz üzerinde 7 farlı icra dosyasından haciz ve 5 ayrı ipotek bulunduğu, davalı delilleri arasında bildirilen haciz dosyaları ile ilgili olarak yazılan müzekkere cevaplarında dosyaların imha edildiğinin bildirildiği, davacılardan ...’in 13.12.2103 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği 17.12.2013 tarihli dilekçesinde de dava dışı ... aldığı 1.500.TL karşılığında davadan feragat ettiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur.
    Şöyle ki; özellikle mirasbırakana ait başka malvarlığı bulunup bulunmadığı, mal satmaya ihtiyacının olup olmadığı, dava konusu taşınmaz üzerindeki haciz ve ipoteklerin kim tarafından kaldırıldığının araştırılıp değerlendirilmediği, çiftçilikle uğraşan murisin taşınmaza konan haciz ve ipotek borçlarının tespiti ile taşınmazın satış tarihindeki değeri mukayese edilerek taşınmazın satılmasını gerektirecek durumun olup olmadığının irdelenmesi gerektiği gibi davacı tarafından bildirilen ve mahkemece dinlenen tanıkların dava konusu olayla ilgili olarak beyanlarının yeterli olmadığı, yeniden mirasbırakanın gerçek iradesinin tespiti için dinlenmeleri gerektiği anlaşılmaktadır.
    O halde, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.02.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    -KARŞI OY-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."ın paydaşı olduğu 39 parsel sayılı taşınmazdaki 23/24 payını 24.03.1994 tarihinde dava dışı oğlu ... ... devrettiğini, temlikin mirasttan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, ... de ... mirasçılarının hak talebini önlemek amacıyla 23/24 payı 13.10.1999 tarihinde gelini ... temlik ettiğini, davalının iyiniyetli sayılamayacağını ileri sürerek, miras payları oranında tapunun iptaliyla adlarına tescilini istemişlerdir.
    Davalı, bedelini ödeyerek kayınpederinden pay satın aldığını, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı ..."in davası ferağat nedeniyle, diğer davacıların tapu iptal ve tescil davası kanıtlanamadığı, tenkis davası ise hak düşürücü sürede açılmadı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
    Dava konusu 39 parsel sayılı taşınmazın 23/24 payı taraflar mirasbırakanı ... adına kayıtlı iken 24.03.1994 tarihli resmi senetle 45.000.000TL bedelle ..."a satıldığı ayni resmi senetle dava dışı ..."in de 6 parsel sayılı taşınmazını ..."a sattığı, ..."ın da 39 parsel sayılı taşınmazda ki 23/24 payını 13.10.1999 tarihinde gelini davalı ..."a sattığı saptanmıştır.
    Davacıların, mirasbırakan tarafından yapılan ilk temlikin bedelsiz ve muvazaalı olduğu iddiasına karşılık, davalı, ilk el kayınpederi ... mirasbırakan İbrahim"in borclarını ödemesi nedeniyle temlikin yapıldığını savunarak tapu kayıtları ve icra dosyalarına delil olarak dayanmıştır.
    İlk temlikin yapıldığı 24.03.1994 tarihli resmi senedin incelenmesinde, 39 parsel sayılı taşınmaz pay satışının 45.000.000TL bedelle yapıldığı, senedin şerhler kısmında ... . İcra Müdürlüğünün 1989/565, ... .İcra Müdürlüğünün 1989/1364, ... . İcra Müdürlüğünün 1988/379, ... . İcra Müdürlüğünün 1991/26, ... . İcra Müdürlüğünün 1990/3365, ... . İcra Müdürlüğünün 1990/1314, ... . İcra Müdürlüğünün 1991/26 takip sayılı dosyalarından haciz şerhi bulunduğu, rehinler kısmında ise ... Bankası lehine, 25.000.000TL, 13.000.000TL, 20.000.000TL, 39.000.000TL, 11.000.00TL bedelli 5 adet ipotek şerhi bulunduğu, güncel tapu kaydında haciz ve ipotek şerhlerinin kayıtlardan silindiği tespit edilmiştir.
    Öte yandan, ... . İcra Müdürlüğünün 1990/ 3365 Takip sayılı icra dosyasında alacaklı vekilince, 26.01.1994 tarihinde 6 ve 39 parsel sayılı taşınmazlardaki haczin paraya çevrilmesini talep edildiği, aynı günlü kararla avas yatırıldığında satış işlemlerinin yapılmasına karar verildiği, 22.03.1994 tarihinde 6 parselde yeniden kıymet takdiri yapılmasının talep edildiği, 25.03.1994 tarihinde de alacaklı vekilinin, takipten feragat etttiklerini belirterek, satışın düşürülmesi ve haczin fekkini talep ettiğini, ibraz edilen belgelerden anlaşılmaktadır.
    Yine, "Belgedir" başlıklı, 04.04.1995 tarihli Av. ... imzalı yazıda, " ... . İcra Müdürlüğünün 1990/3365 takip sayılı dosyada takipten ve alacaktan feragat beyanında bulunularak dosyanın işlemden kaldırıldığı, borçlu ... borcu 90.000.000TL"nin oğlu ... tarafından ödendiğine dair belgenin düzenlendiği" belirtilmektedir.
    Somut olayda, mirasbırakan ..."ın 39 parsel sayılı taşınmazdaki pay devrini yaptığı 24.03.1994 tarihinde, mirasbırakana ait pay üzerinde 7 adet haciz şerhi ve 5 adet ipotek şerhinin bulunduğu, ... . İcra Müdürlüğünün 1990/3365 takip sayılı dosyasında, alacaklı vekilinin 26.01.1994 tarihinde satış talebinde bulunması üzerine satış kararının verildiği, taşınmazın üzerindeki haciz ve ipoteklerkle birlikte 24.03.1994 tarihinde ..."a 45.000.000TL bedelle satıldığı, 25.03.1994 tarihinde icra dosya alacaklı vekilinin alacak ve takipten feragat etmesi üzerine haciz fek edilerek satışın düşürüldüğü, 04.04.1994 tarihli belgeye göre de 90.000.000TL icra dosya borcunun ... tarafından ödendiği, güncel tapu kaydına göre pay üzerindelki tüm haciz ve ipoteklerin kalkmış olduğu, doğal olarak ipotek ve hacizli borçların tapu maliki tarafından ödendiğinin kabulünün gerekeceği, bu olgular ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakan ... İcra dosyasından satılacak olan taşınmazını icra dosya borcunu ödeyen oğlu ... bedeli karşılığında sattığı, ilk temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve bedelsiz olduğu davacılar tarafından kanıtlanamadığından, üçüncü kişi olan davalının kötüniyetinin araştırılmasına gerek bulunmadığı, gibi mirasbırakanın 10.12.1997 tarihinde öldüğü eldeki davanın 30.09.2011 tarihinde açıldığı tenkis iddiası yönünden de davanın süresinde açılmadığı anlaşılmaktadır.
    Belirtilen nedenlerle, yerel mahkemenin davanın reddine ilşikin kararının onanması görüşünde olduğumuzdan, Daire çoğunluğun kararın bozulması yönündeki kararına katılamıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi